Gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerektiği- "Tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığının kabul edileceği, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı-
Alacağın likit (belirlenebilir) nitelikte olması dikkate alınarak, davanın kabul edilen miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Davacının "gübre dökmek” şeklindeki kullanımının ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılmayacağı-
Kısıtlı olan kişinin, temlik tarihinde hukuki işlem ehliyetine haiz olup olmadığının Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile saptanacağı, ehliyetsiz olduğunun saptanması halinde çekişme konusu payı yargılama sırasında temellük eden dahili davalının iktisabının iyiniyetli olup olmadığı, ve durumu bilen veya bilmesi gereken konumda olup olmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Ana taşınmazın değerinde artışa neden olan bina, ağaç vesaire gibi bütünleyici parça niteliğinde muhdesat bulunan taşınmazların ortaklığının satış yolu ile giderilmesinin istenilmesi halinde, muhdesatların kime ait olduğu hususunda tapu kaydında şerh bulunmaması veya tüm paydaşların bu konuda ittifak etmemesi nedeniyle tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu-
İmar parsellerinin tapularının iptaliyle kadastral parselin geometrik ve mülkiyet durumuna ihyası olmadığı takdirde tazminat isteği-
6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
1. HD. 27.02.2019 T. E: 376, K: 1378-
T.M.K.'nun 599. maddesi uyarınca murisin ölümüyle mirasçıların hak kazanacağı ilkesi gözetilerek ecrimisilin murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanması gerekeceği; davada müddeabihin, diğer bir deyişle, dava değerinin miras bırakanın taşınmazdaki payına karşılık gelen değer olduğu göz ardı edilerek taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olacağı-
Hazine tarafından açılmış yöntemine uygun bir dava olmadan, TMK'nın 713/1. fıkrası çerçevesinde açılan davaya katılan Hazine'nin son mirasçı olarak tescil isteğinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.