Şuf’a davasında görevli mahkeme dava değerine göre belirleneceğinden görevi tayinde davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan parasal değerler gözetilerek 5.000.000.000 ‘TL lik görev sınırının altında kalan davaya Sulh Mahkemesince bakılmasının gerekeceği-
Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddi isteğine ilişkin olup davada yerel mahkemenin , isteğin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde TMK. 609. maddede gösterilen usulde işlem yapması gerekeceği- Mirasın gerçek reddi davalarında mirasbırakanın alacaklılarının hasım olarak gösterilmesi gerekmediği gibi, bu kişilerin davaya dahil edilmesi yoluyla taraf sıfatı kazanmaları ve buna dayalı olarak hükmü temyiz hakları bulunmadığı, mirası reddeden mirasçının alacaklılarının Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi uyarınca reddin iptalini isteme haklarının olması gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilirken, hükmün infazı sırasında duraksamaya sebebiyet verilmemesi bakımından paydaşlara ait payların ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği- Mahkemece, söz konusu hükümde elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verildiği halde karar yerinde pay sahiplerinin veraset ilamındaki paylarının gösterilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Bir ortağın ortaklık gelirini paylaştırmadan kendi namına ve hesabına ortaklığa ait taşınmazları kiraya vererek paralarını toplamış olmasının, BK. 530 (TBK. 630) maddesi uyarınca, vekaleti olmadan diğer ortaklar namına tasarrufta bulunmuş sayılacağı ve BK. 414 (TBK. 530) maddesince diğer ortakların yapılan işten hasıl olan yararları temellük hakkına sahip olacağı-
Çekişmeli taşınmazın şirket tarafından kullanıldığı saptandığına göre davacının taşınmazı kullanan kişi aleyhine her zaman dava açabileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Geçerli bir rödevans sözleşmesinin varlığı durumunda, ruhsat sahibi ile rödovansçı arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu m. 2/6'da düzenlenen asıl - alt işveren ilişkisi tanımına uygun olmadığı; tarih ayrımı yapılmaksızın ruhsat sahibinin rödovansçı işçilerinin işçilik alacaklarından sorumlu olmayacağı-
TMK'nun 605/2. maddesi uyarınca açılan mirasın hükmen reddine ilişkin davalar sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmeyip; bu davalara HMK'nun 213 maddeleri uyarınca asliye hukuk mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
Davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine,-
Mahkemece, nizalı taşınmazın mera niteliğinde bulunup bulunmadığının araştırılmasının, bu kapsamda taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususunun tespiti bakımından, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının Özel İdare Müdürlüğü ile Tarım Müdürlüğünden sorulmasının, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp, nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığının, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığının tahkik ve tespit edilmesinin gerektiği-
Zilyetliğin, maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddesi gereğince yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.