Borçlunun borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazını eşine yapılan satışın İİK'nun 278/3-1 maddesine göre bağış niteliğinden olup iptali gerektiği- Borçlu hakkında başlatılan takiplerden biri borcun doğum tarihinden sonra kullandırılan krediden kaynaklandığı anlaşıldığından, bu takip dosyası yönünden davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği diğer icra  dosya borcunun hangi kredi ilişkisinden kaynaklandığı tesbit edildikten sonra bu dosyada da önceki kredi sözleşmelerine bağlı yeni bir kredi kullanımı söz konusu ise ve bu tarih tasarruftan sonra ise yine davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği- İtiraza uğramış olan icra takibinde açılmış olan itirazın iptali davasının kesin olarak sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılarak,kesinleşmemiş ise anılan davanın bekletici mesele yapılmasına, alacaklı lehine sonuçlanmış ise borcun doğum tarihinin belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi; davacı alacaklının itirazın iptali davası tümden red edilmiş ise takip kesinleşmediğinden bu takiple ilgili davanın da ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, mahkemece, önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar verilmesi gerektiği-
Aidat borcu ve faizi için tüzel kişi olan kooperatif ile üyeleri arasında başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davanın, kooperatifin ikametgahı addolunan yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Mahkemece, azilnamenin, takibin dayanağı olan çeklerin keşide tarihlerinden önce vekile tebliğ edilmemiş olması ve vekilin azilnameden haberdar olduğuna ilişkin bir delil de bulunmaması nedeniyle borca itirazın reddine karar vermek gerekeceği-
Borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla, üçüncü kişilerle yaptığı muvazaalı işlemlerin, iyiniyetli alacaklıların haklarını ihlal etmeyeceği (onlara karşı hüküm ifade etmeyeceği)-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemi-
Borçlunun yargılama sırasında borcun ödendiğini gösterir makbuz ve ibraname başlıklı belge ibraz ettiği, alacaklının belge altındaki imzayı inkar etmesi üzerine mahkemece bu hususta bilirkişi raporu alındığı ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun kesin kanaat içermemesi sebebiyle uyuşmazlığı çözecek nitelikte görülmediği, yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilemeyeceği-
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 44. maddesi dikkate alındığında görevli mahkemenin açıkça Genel Mahkemeler olduğu, Ticaret Mahkemesi ile Genel Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin ise işbölümü ilişkisi olduğu, usulünce yapılmış bir işbölümü itirazı bulunmadığından eldeki davaya Ticaret Mahkemesince bakılacağı-
Tarafın, belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilinden vazgeçmiş sayılması gerekeceği-
11. HD. 19.04.2016 T. E: 2015/8617, K: 4350-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.