HMK. mad. 353/1-b-2 gereğince, davanın esasıyla ilgili olarak; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek "yeniden" esas hakkında karar verileceği- İnfazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünün bir kısmını muhafaza ederek, diğer kısımları yönünden düzeltilerek yeniden karar verilmesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Ödeme emrine itiraz ederken sadece «borca» itiraz etmiş ve «yetki itirazı»nda bulunmamış olan borçlunun, itirazın iptali davası açılmasından sonra, süresi içinde mahkemede yetki itirazında bulunabileceği, «itirazın iptali davası»nın «takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını» belirten bir hüküm bulunmadığı–
Mahkemece mahallinde keşif yapılarak kira sözleşmesine konu olan bölümlerin belirlenmesi bu bölümlerin davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının ve bu yerlerde sarfedilen elektrik bedellerinin tespit edilmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı borçlular, itirazlarında kira miktarına açıkça karşı çıkmış olup mahkemece kira sözleşmesindeki artış oranı dikkate alınmak suretiyle takip konusu dönemlere ait ödenmesi gereken aylık kira miktarının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı, işletme gideri, su ve doğalgaz giderleri alacaklarının tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Borçlu tarafından itfa itirazına dayanak yapılan belge altındaki imzaya alacaklı tarafından itiraz edildiği, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda anılan belgedeki imzanın alacaklının eli ürünü olabileceğinin bildirildiği, raporun bu hali ile kesin kanaat içermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ispat külfetinin borçluda olduğu nazara alınarak, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp kesin kanaat içeren bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmaların özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, ihtilaflı konular hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılmasının, ret ve üstün tutma sebeplerinin, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin belirtilmesinin gerekeceği-
«İtirazın kaldırılması» isteminin icra mahkemesinde duruşma açılarak incelenebileceği (evrak üzerinde karar verilemeyeceği)–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.