Borçlu şirketin “tek imza ile borç altına sokulamayacağı”na ilişkin itirazının “borca itiraz” sayılacağı-
Takip talebi ve ödeme emrinde alacaklı isminin farklı yazıldığından, dolayısıyla ödeme emrinin, takip talebine aykırı olduğu görüldüğünden, mahkemece bu hususun re'sen gözetilerek takip talebine aykırı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İki tarafa borç yükleyen bir sözleşme -ortaklık sözleşmesi, kira sözleşmesi, satış sözleşmesi, «avukatlık ücret sözleşmesi», «protokol» vs.- gereğince düzenlenmiş olan senetlerin «kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile» takibe konu yapılamayacağı, bu senetlere dayalı takiplere borçlunun «borca itiraz»da bulunması («borçlu olmadığını» ileri sürmesi) halinde, borca itiraz»ın kabul edilerek «takibin iptali» gerekeceği—
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte «borca itiraz»ın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği—
Borçlunun açmış olduğu menfi tespit davası, yine borçlunun alacaklı aleyhine icra inkâr tazminatının tahsili amacıyla takip yapmasına engel oluşturmayacağı- Aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilen alacaklı, borçlunun tazminatın tahsili için başlattığı icra takibini durdurmak istiyorsa genel mahkemelerde borçlu aleyhine alacak davası açması gerektiği, yoksa borçlunun açtığı menfi tespit davasına dayanarak, borçlu aleyhine, kendi lehine bir sonuç elde edemeyeceği-
Dava konusu senette "nakden" kaydı olup davalı taraf bu senedin mal alımı için düzenlendiğini beyan etmekle senet sebebini talil etmiş olduğundan ispat yükümlülüğünün davalı tarafın üzerine geçmiş olduğu-
Teminat iddiasının borca itiraz mahiyetinde olduğundan İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerle ispat edilmesi gerekti- davacı borçlunun alacaklı bankadan kullandığı krediye ilişkin sözleşme kapsamında takip konusu bono ile ilgili hüküm bulunmadığının görüldüğü yine her ne kadar davacı tarafından alacaklı banka hakkında BDDK'ya yapılan şikayetle ilgili olarak banka tarafından bononun kredinin teminat olarak alındığı hususunun bildirildiği beyan edilmiş ise de icra mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olduğundan mahkemece söz konusu davada yapılacak incelemenin borcun bulunmadığına ilişkin olması nedeniyle İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen nitelikte belgenin sunulmadığı anlaşılarak davanın reddine- Takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmediğinden koşullarının oluşmaması nedeniyle tazminata hükmedilmesine yer olmadığına-
İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca 'itirazın kabulü' halinde alacaklının, takip konusu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu olacağının belirlendiği, buna karşın maddede 'para cezası' na ilişkin bir hüküm olmadığı halde mahkemece alacaklının para cezası ile sorumlu tutulamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.