Her ne kadar borçlunun, dava konusu itirazın son gününde harç yatırmadığı ve hak düşürücü süreyi geçirdiğinin borçluya bildirildiği şeklinde tutanak düzenlenmiş ve bu duruma göre hüküm oluşturulmuş ise de borçlunun icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinin havale tarihinin aynı tarih olduğu ve yine aynı tarihte dilekçesinin kaydedildiği anlaşılmakta olup, kayıt tarihinin dava tarihi olacağının kabulü ile, borçlunun süresinde itirazda bulunmuş olduğu, o halde, mahkemece; açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile işin esasına girerek inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu çekte keşideci olarak “Ş.-K.Y. Adi Ortaklığı” ibaresi altında tek bir imzanın atılı olduğu, takip borçlusu K.Y.'nin süresi içerisinde icra mahkemesine verdiği dilekçede, bu imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü, alacaklının ise bu hususu kabul edip imzanın adi ortaklardan Ş.Y.'a ait olduğunu beyan ettiği anlaşılmış olup, borçlunun temyiz dilekçesine ekli ..... 1. Noterliğince ........ tarih ve ..... yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi'nin 6. maddesine göre, adi ortaklığı K.Y. ve Ş.Y.'ın müştereken imzaları ile temsil ve ilzama yetkili kılındığından, adi ortaklardan Ş.Y.'ın atmış olduğu imza ile K.Y.' nin sorumluluğunun söz konusu olamayacağı-
Müflis aleyhine, iflâstan sonra doğmuş borçlarından dolayı masa dışında kalmış malvarlığına karşı takip yapılabileceği, bu durumun İİK. 193/III hükmünün kapsamı dışında kaldığı
Alacaklının başvurusunun, İİK'nun 67. maddesine dayalı bir itirazın iptali davası olduğu, itirazın iptali davasının ise, anılan madde uyarınca, genel mahkemece, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuçlandırılması gerekeceği, yani görevli mahkemenin alacağın niteliğine ve miktarına göre asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Borçlu tarafından icra mahkemesine başvurularak hem borca ve imzaya itiraz edilmiş ve hem de ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğü ileri sürülmüşse, icra mahkemesince öncelikle “ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü”ne ilişkin şikayetin incelenerek, başvurunun süresinde olduğu saptandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 163. maddesinde; "Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder" hükmüne yer verildiği, şu halde; borç müteselsil olduğunda alacaklının, isterse borçluların hepsini birden takip ve dava edebileceği gibi bunların içinden dilediği birini veya birkaçını takip veya dava edebileceği, alacaklının seçimlik hakkının olduğu ve alacaklının bu hakkının borç tamamen ödeninceye kadar devam edeceği-
Alacaklının, takip konusu yaptığı «alacak aslı»na -icra memurunca hesaplanması gereken- «vekalet ücreti»ni de ayrıca hesaplayıp «asıl alacak» ile birlikte, borçludan isteyemeyeceği—
Alacaklının kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli başlattığı ilamsız icra takibinde -05.07.2014 tarihli 900,00TL, 05.08.2014 tarihli 900,00TL ile ekli kira sözleşmesi içeriğine göre bakiye kalan 1.456,00TL- kira alacağının ve borçlunun tahliyesinin talep ettiği, borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği, alacaklı vekilinin icra mahkemesine başvurarak borçlunun 1800 TL ödediğini, bakiye kalan kira alacağının ödemediğini ve borçlunun temerrüde düştüğünü ileri sürerek kiralanandan tahliyesini talep ettiği uyuşmazlıkta, borçlu kiracının, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcu kesinleştiğinden, İİK. 269/a uyarınca, icra mahkemesince 30 günlük ihtar müddeti içinde takipte kesinleşen kira borcunun ödenip ödenmediğinin incelenmesi gerektiği- "Borçlu ödeme emrine itiraz etmese bile, icra mahkemesinde ödeme emri tebliğinden önceki ödemeleri ileri sürebileceği, icra mahkemesinin ihtarın haklı olup olmadığını inceleyebileceği, bu nedenle ödeme emri tebliğinden önce kira borcunun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiği" gerekçesiyle direnme kararının ilave gerekçeler ile bozulması gerektiği şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadan «itirazın iptali davası» açılamayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.