Son bilirkişi heyet raporunun da diğer bilirkişi raporları gibi aynı içerikte olduğu, alacaklının bu raporlarla imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlayamadığı, kabul kararının hukuka uygun olduğu, başka heyetten bilirkişi raporu alınmasına gerek olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği-
İmzaya itiraz süresinin ödeme emri tebliği ile başlayacağı, itiraz süresinin başlamasında tebliğden önce verilen dilekçe tarihinin esas alınamayacağı- Borcun kabulünün, imza itirazında bulunulmasına ve dolayısıyla imza incelemesi yapılmasına engel olmadığı- Bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu alacaklının ispat etmesi gerektiğinden, bilirkişi raporlarındaki belirsizliğin borçlu lehine yorumlanacağı-
İcra mahkemesince “borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin –İİK.’nun 61/I, c:2 uyarınca- iptaline karar verilmiş olması halinde, ortada geçerli bir ödeme emri bulunmayacağından, icra mahkemesince borca itirazın esasının incelenemeyeceği, sadece “ödeme emrinin iptali” ile yetinilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklının 18/11/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 31.860,00 TL kira ve 141,41 TL işlemiş faiz alacağının tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin davalı borçluya 20/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz ettiği, dosyadaki ihtarlı ödeme emrinde yasal ödeme süresi 30 gün olarak belirtildiği, davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315. maddesi uyarınca, yasal 30 günlük ödeme süresi beklenmeden 09/12/2015 tarihinde açıldığından Mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Alacağın miktarı, yani Akdeniz Belediyesi'nden rücu yoluyla talep edilecek miktarın genel mahkemelerde belirlenebileceği, bu nedenle itirazın kaldırılması talebinin reddi gerekeceği-
Davalı borçlular tarafından itiraz edilen 2011 yılı K. ayı kira bedeli takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı, 20.12.2011 tarihinde davalı tarafından 4.300,00 TL kira bedeli ödemesinin olduğu ve takip tarihi itibariyle de 1.000,00 TL.nin ödendiği anlaşıldığından, mahkemece itirazın kaldırılması ve tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haczin yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı olduğu-
Fabrikada tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın âmirinin sağlayacağı, doğrudan doğruya «fabrika sekreteri»ne tebligat yapılamayacağı–
Mahkemece anahtar teslim tarihine kadar işleyen 2015 dönemi kira bedellerinin ödenmiş olduğu, anahtar teslim tarihinden sonraki isteğin ise yargılamayı gerektirdiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 17.04.2017 T. E: 2015/19796, K: 5350-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.