Bononun keşide tarihi itibariyle senedi düzenleyen borçlu şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı bono üzerinde tek imza bulunduğuna ilişkin iddianın, İİK'nun 169. ve 169a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, somut olayda, muteriz borçlunun, dayanak bonoda ciranta konumunda olup, bu hususu belirterek senedin geçersizliğini ileri süremeyeceği-
Borçlunun itiraz dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişinin icra dosyasında alacaklı olarak gözüken şirketin temsilcisi olduğu, icra dosyasında alacaklının adı geçen şirket olduğu, bu durumda, incelemeye konu takip dosyasında alacaklı tarafın belli olduğu ve yanlışlıkla temsilcisinin davacı gösterilmesi maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmadığından, alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yaparak bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
Mahkemece, kira sözleşmesinde %5 artış koşulu öngörülmesine rağmen, davacı tarafından yenilenen kira döneminde artışsız miktar üzerinden fatura düzenlenip davalıya tebliğ edildiği, davalının da kira ödemesini bu miktar üzerinden yaptığı, bu durumun takipten sonraki dönem için de devam ettiği, böylece taraflar arasında artış şartının uygulanmaması yolunda örtülü bir anlaşma bulunduğu, davacının sonradan artış talebinde bulunmasının MK. 2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile davacının artış koşulundan kaynaklanan fark kira isteminin reddine karar verilmişse de,söz konusu faturalar taraflar arasındaki temel ilişkiyi oluşturan taşınmaz kiralama sözleşmelerine dayalı olarak keşide edilmiş olup, itiraz edilmemiş olsa da fatura, akdin ifası ile ilgili bir belge olduğu için akdin şartlarını değiştiremeyeceğinden, ihtilafın çözümünde esas alınacak olanın yazılı akit olduğu ve faturanın bu durumda sadece akdin ifası ile ilgili hususların ispatında delil kuvvetine sahip olduğu, akdin esaslı şartlarını ihtiva eden kısma ilişkin olarak sözleşmede değişikliğe gidildiği şeklinde yorumlanamayacağından, sözleşmede kararlaştırılan artış şartı geçerli olup, artış şartı uygulanmak suretiyle yeni dönem kirasının belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği- Elektrik, su ve aidat bedellerinin davacı tarafından ödenmesinden sonra bunlara ilişkin olarak rücuen alacak davası açma hakkı bulunduğu ve davalının sıfatına göre sözleşmedeki muacceliyet koşulunun dava tarihi itibariyle geçerli olduğu-Kira sözleşmesinde %10’luk tutar olarak belirlenen ve "alacağın tahsilinde harcanan çabanın karşılığı" olarak ödenmesi kararlaştırılan tutarın niteliği itibariyle "cezai şart" olarak kabulü edilemeyeceği-
Borçlu aval verenin borca itirazından sonra, haciz işlemi sırasında ödeme taahhüdünde bulunması icra mahkemesi nezdinde yapmış olduğu borca itirazı hükümsüz kılmayacağı, mahkemece itirazın incelenip sonuca bağlanması gerekeceği-
Alacaklı vekilince yetki itirazının kabulüne ilişkin mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren HMK'nun 20. maddesinde öngörülen 2 haftalık süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin başvuruda bulunulduğundan, mahkemece takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının sunduğu banka dekontunun açıklama kısmında "borç parası" ibaresinin yer aldığından, davacı açısından yaklaşık ispat hali gerçekleştiği ve ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Tüzel kişiliği bulunmayan davacının dava açma ehliyeti ve taraf sıfatı olmadığından ve takip talepnamesindeki bu eksiklik sonradan giderilemeyeceğinden tahliye yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkin davada, davalı vekilinin cevap dilekçesinde kira bedellerinin müvekkili tarafından davacının Halk Bankası hesabına ödendiğini bildirerek bu kişi adına kayıtlı hesap dökümünün dosya arasına alınmasını istediği, ne var ki mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan karar verildiği, mahkemece kira ödemelerinin yapıldığı kiraya verene ait takip konusu dönemi kapsayan hesap ekstresi getirtilip incelenerek gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dayanak bononun rakam ile değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli olduğunun kabulünün gerekeceği-
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin sırf bu yüzden somut olay için yine aynı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olmasını gerektirmeyeceği-                      

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.