Sözleşmede, davalı kefil ile ilgili azami sorumluluk miktarı ve kefalet tarihi kendi el yazısıyla belirtilmediğinden kefalet sözleşmesinin şekil şartına uygun bulunmadığı-
Borçluların mirası reddetmeleri sebebiyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, icra takibinin şekline göre borçlunun borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmesinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olup, sonuç doğurmayacağı-
İİK.nun 169/a-1.maddesi ve aynı Kanunun 18/3.maddesi gereğince icra mahkemesi hakiminin yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı vereceği, icra mahkemesi duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırıp,gelmeseler bile gereken kararı vereceği, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı ile takibe konu senedin kambiyo vasfına yönelik şikayeti yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
Borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın ödeme emri tebliği üzerine yasal süre içinde yapılması gerekeceği-
Borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 168/5 maddesine dayalı, borcun bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığına dair, borca itiraz ile İİK.nun 170/a maddesine dayalı şikayeti olduğundan, mahkemece, borçlular vekili tarafından ileri sürülen, iddialar incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Protokol boşanma ilamının eki olup, koşullarına aynen uyulması gerektiğinden takibe konu edilebileceği-
İcra mahkemesinin önüne gelen talep, ilamsız takipte itirazın kaldırılması olup mahkemece bu konuda işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde yazılı olan “...davacı tarafından her ne kadar malın teslim edilmediği iddia edilse de malın teslim edilmediğine dair hiçbir belge sunulmadığı...” beyanına göre dava konusu senedin veriliş amacının araç satışı olduğu, aracın devrinin yapılıp yapılmadığının ihtilaflı olması karşısında senedin, kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğinden kambiyo vasfı taşımayacağı kabul edilerek karar verilmiş ise de; senedin üzerinde, araç satımına ilişkin olduğuna dair hiçbir ibarenin bulunmadığı, bu konuda taraflar arasında sözleşme düzenlendiğine dair bir belgenin borçlu tarafından sunulmadığı, alacaklı vekilinin beyanının genel kuraları açıklamaya yönelik olup, somut ticari ilişkinin kabulü yönünde bir anlam içermediği anlaşıldığından İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.