Mahkemece, kısa kararda "Takip durdurulmamış olduğundan hacizli malların değeri veya asıl alacaktan hangisi az ise az olan bedel üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmişken, gerekçeli kararda ise "-A-Davaya konu takip dosyasında takip durdurulmamış olduğundan tazminat talebinin reddine, Davaya konu takip dosyası olan ...sayılı dosyasında takip durdurulmuş olduğundan haczedilen malın değeri olan 33.000,00-TL'nin %20'si olan 6.600,00-TL icra inkar tazminatının davalı alacaklıdan alınarak, davacı 3. şahsa verilmesine," şeklinde karar verilmesi ve sonra ek karar ile de, "..Davaya konu takip dosyası olan ..sayılı dosyasında takip durdurulmamış olduğundan tazminat talebinin reddine, B-Davaya konu takip dosyası olan...dosyasında takip durdurulmuş olduğundan haczedilen malın değeri olan 33.000,00-TL'nin %20'si olan 6.600,00-TL icra inkar tazminatının davalı alacaklıdan alınarak, davacı 3. şahsa verilmesine," şeklinde karar verilmesi nedeniyle gerekçe ile hüküm arasında ve hükmün içeriğinde çelişki yaratılmış olduğu- İİK m. 97/13 uyarınca, istihkak davası üzerine, takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa, alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın, %20'sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı- İİK m. 97/15 uyarınca, 3.kişinin istihkak davasının kabulü durumunda davacı yararına tazminata karar verilebilmesi için alacaklı veya borçlunun kötü niyetinin gerçekleşmesi gerektiği ve kural olarak alacaklı, 3. kişi ile borçlu arasındaki işlemlere yabancı olduğundan istihkak iddiasına itirazının olağan kabul edileceği- Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine karşın İİK 97/15. maddesi gözardı edilerek İİK 97/13. maddesi nazara alınarak karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
Emeklilik ikramiyesi ile ihbar ve kıdem tazminatlarının tamamının haczedilebileceği- Şikayetinde haciz oranının 1/4 olması gerekiğini ileri süren borçlunun fazla mesai ücretleri ve zorunlu tasarruf nemaları üzerine konan haczin -taleple bağlılık ilkesi (HMK. 26) gereğince- ¼ oranında uygulanmasına karar verilmesi gerektiği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Her iki içtihadı birleştirme kararının kapsamında da görüldüğü üzere geçersiz sözleşmeye dayalı bedelin istenmesinin mümkün olduğu, davacının, harici satış senedine dayalı olarak iptal ve tescili sağlamadığını ve artık ümidinin kesildiğini, açtığı bu davayla öğrenmiş bulunduğu, içtihadı birleştirmede sözü edilen ferağdan dönme ve imtina tarihinin, saptanan bu durum karşısında harici satış senedinin düzenlendiği 10.01.1996 tarihi olmayıp davanın açıldığı 04.05.2011 tarihi olduğunun kabulünün gerekeceği, şu durum karşısında Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde açıklanan on yıllık zamanaşımı süresinin somut olayda dolmadığı-
Menfi tespit davası-
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik aşlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir...
Kısmi davada alınan ve kesinleşen hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun kısmi dava tutarını aşan bölümünün açılan ek davada mahkemeyi bağlayacak nitelikte bir kesin delil mahiyetinde olduğu-
Mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi 'haciz' olarak değerlendirmiş ise de tedbir talebi, ihtiyati haciz niteliğinde olup, İİK'nun 281 maddesine göre 'ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz' kararı verilmesinin yerinde olduğu- İhtiyati haciz kararlarının, esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin karar olduğu; diğer bir anlatımla ihtiyati haczin 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davada, davacının talebi 2010 yılı ürün bedeli üzerinden 1 yıllık ecrimisil olduğu halde, davacının miras payı gözetilmeksizin 5 yıl için hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Hakimin, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğu (HMK. mad. 24/1, 25, 26; HUMK. mad. 74,75 ve 76)- Davacı tarafça, 24.12.2009 tarihli yönetim kurulu kararından sonra 02.03.2011 tarihinde yeni bir araç alındığı, çalışmak üzere davalı kooperatife ihtarname gönderildiği, koopratifçe bu isteme herhangi bir cevap verilmediği ileri sürüldüğüne göre, talebin 24.12.2009 tarihli yönetim kurulu kararından sonra meydana gelen gelişmeler sonucu, kooperatifçe yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği- Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.