Davanın açıldığı anda tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti dahil yargılama giderleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken, dava reddedildiğinden bahisle yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Davalının rakip firma ürünlerini satın almamayı, tanıtımını üstlenmemeyi sözleşme ile kabul ettiği halde, sözleşmeyi ihlal ederek rakip ürünleri satışa arz ettiği, reklam ürünlerini kullandığı, bu suretle sözleşme hükümlerini ihlal ettiği için karşılıksız katkı payını iade etmesi ve kararlaştırılan cezai şartı ödemesi gerektiği-
Mahkemece davacı tarafından yapılan 100.000,00 TL ödemenin davacı tarafça keşide edilen ihtarnamenin tebliğinden sonra ihtarda belirtilen on günlük sürenin sona erdiği tarih olan 20.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, hükme karşı davalı tarafın temyiz müracaatında bulunduğundan faize ilişkin kazanılmış hak da gözetilerek, tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Tahliye istemli takibin, taşınmazın aynı ile ilgili olmadığı–
Sözleşmede kararlaştırılan tazminatın süresiz uygulanamayacağı, maktu tazminatın tarafları bağlayacağı süre sözleşmedeki teslim süresinin, gecikilen sürenin uzunluğu, öngörülen tazminat miktarı, geçen süre içinde gerçekleşen enflasyon, fiyat artışları, döviz fiyatları ve faiz oranlarındaki artış ve eksilişler ve rayiçlere göre istenebilecek miktar ile maktu tazminatın ödenmeye devam edilmesi halinde arsa sahibinin elde edeceği miktarlar da gözönünde tutulmak suretiyle bu hususta bilirkişi görüşünden de yararlanılarak, sözleşmedeki miktarın en az 1 yıl süreyle mutlak bağlayıcı olacağı ve maktuen belirlenen miktar ile rayiçlere göre saptanacak miktar arasında en az bir misli fark bulunması gerektiği de dikkate alınarak hakkaniyete uygun biçimde hakim tarafından takdir edilmesi gerekeceği, hakim tarafından belirlenen makul süreden sonraki gecikme tazminatı miktarının da; taşınmazın mevkii, konumu, ülkenin ve inşaatın yapıldığı yerin sosyo ekonomik koşulları da gözönünde tutulmak suretiyle ve sözleşmede kararlaştırılmış gecikme tazminatı yokmuş gibi gecikme tazminatının en az mahalli piyasa rayiçlerine göre mahrum kalınan kira bedeli kadar olacağı ilkesine göre bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
Somut olayda takip konusu alacağa ilişkin 10.11.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemeyeceği- Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 10.11.2015 tarihli taşınmaz satım sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ait hükümler de geçersiz olduğundan cezai şarta ilişkin takip konusu alacağın da gerçek bir alacak olduğundan bahsedilemeyeceği- Bu durumda eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemece davalı yararına ortak alanlardaki eksik işlerden kaynaklanan bedele hüküm kurulurken arsa sahiplerinin sadece payları oranında talepte bulunabilecekleri nazara alınarak buna göre hesaplama yapılması gerekirken davacı aleyhine fazla bedele hükmedilmesinde isabet görülmediği-
Davacı her ne kadar, davalı kuruma, hakkında 2016 protokolünün uygulanması için başvurmamışsa da, temyiz incelemesini talep ettiği dilekçesinde uyuşmazlığa 2016 protokolünün uygulanmasını istediğini belirtmiş olduğundan, davacının, kurumdan yazılı talepte bulunulup bulunmadığının araştırılmasına gerek kalmadığı, artık somut uyuşmazlıkta 2016 ve 2020 protokollerinin değerlendirilmesi gerektiği-
Bayilik sözleşmesine aykırılık nedeniyle cezai şart istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.