Alacak davası-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca cezai şart ve kira talebine ilişkin davada, davalının temerrüde düşürüldüğü ihtarname tarihinden itibaren bu ihtarnamede yazan miktar bakımından, bakiye kısım yönünden ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede sözleşmenin feshine kendi kusuruyla sebebiyet veren tarafın cezai şart alacağı talep edemeyeceğinin düzenlendiği, sözleşme uyarınca davacının sorumluluğunda bulunan döneme ilişkin vergi borçlarının davacı tarafından ödenmediği, davalının hakkında yapılan icra takibi nedeniyle vergi borçlarını ödediği, davalının sözleşmenin feshinde kusurunun varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle cezai şarta alacağına ilişkin itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Üstlenilen edimin yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan gecikme cezasının tahsili istemi-
Takip konusu bonoların taksitle mal satımından dolayı taraflar arasında öde-me vasıtası olarak düzenlendiğinde taraflar arasında anlaşmazlık bulunmaması ve bu satış nedeniyle «muacceliyet sözleşmesi»nin yapıldığının, borçlunun vadesi gelmiş 2 bono bedelini süresinde ödememiş olduğunun ve ödenmeyen bono bedellerinin borç tutarının 1/10’unun üzerinde olduğunun saptanması halinde, alacaklının vadesi gelmemiş olan diğer bedelleri için de icra takibinde bulunabileceği—
Davacı ile davalı arasında yapılan süt alımına ilişkin sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Menfi tespit davası-
Asıl ve birleşen alacak-ipoteğin fekki davalarının-
Davacının imzası bulunmayan bordrolarda belirtilen fazla çalışma ücreti tahakkuk miktarlarının, "banka kanalıyla davacıya ödendiği" davalı işveren tarafından ispatlandığından, ödenen miktarların, fazla çalışma ücreti alacağı tutarından mahsup edilmesi gerektiği- Islah dilekçesi ile de davanın türünün değiştirilemeyeceği- Islah dilekçesinde talep edilen “yasal faiz” ifadesinin, 3095 s. K. m.1'de düzenlenen "yasal faiz" olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu ifadenin "yasadan kaynaklı faiz" olarak geniş yorumlanmasının, diğer faiz türlerinin yorumlanması yolunu da açarak kavram kargaşasına neden olacağı-Davacı, dava dilekçesinde talep edilen alacaklara ilişkin mevduat faiz talep etmişken, ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunarak ıslah edilen alacaklar bakımından faiz türüne ilişkin talebini değiştirme iradesini ortaya koyduğundan, ıslah dilekçesiyle artırılan miktarlar için ıslah tarihinden yasal faiz uygulanması, ancak 4857 s. İş K. mad. 34 gereğince, ödenmeyen ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın uygulanacağı hüküm altına alındığından, hükmolunan yasal faiz oranının en yüksek mevduat faiz oranını da aşmaması gerektiği- "Dava konusu alacakların İş Kanunundan kaynaklandığı ve anılan Kanunla faiz türünün düzenlendiği, bu faizin 4857 sayılı İş Kanunundan yani yasadan kaynaklandığı, dolayısıyla istenilen alacakların niteliğine göre en yüksek mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği, ıslah ile yasal faiz istenilmesinin bu talebi sınırlamadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.