Her ne kadar taşınmazların daha sonra tapuda resmi şekilde devirleri yapılmış ise de, tapu sicilinde resmi şekilde yapılan devir sırasında, alıcı davacı şirket tarafından taşınmazların tapu siciline adi yazılı sözleşmeye ilişkin bir şerh de konulmamış geçersiz sözleşmedeki cezai şart hükümlerine resmi satış akdinde yer verilmediğinden, geçersiz olan adi taşınmaz satışı sözleşmesindeki cezai şarta ilişkin hükümlerin de geçersiz olduğu-
Alacaklının, takip konusu yaptığı «alacak aslı»na -icra memurunca hesaplanması gereken- «vekalet ücreti»ni de ayrıca hesaplayıp «asıl alacak» ile birlikte, borçludan isteyemeyeceği—
Muarazanın önlenmesi davası-
Dava, taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca, bağımsız bölümün taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi sebebiyle kararlaştırılan gecikme cezasının tahsili istemine ilişkindir...
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mülga 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 35. maddesinde yer alan zamanında ödenmeyen ücretlerin %1 fazlasıyla ödenmesine ilişkin hüküm uyarınca talep edilen alacak bakımından zaman aşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu, buradan varılacak sonuca göre 03.04.2014 olan ek dava tarihine göre alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı-
Henüz tanıklar dinlenilmeden ve ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinilmeden mahkemece tarafların tanık dinletme hakkının iki ile sınırlandırılması hukuki dinlenilme hakkının ve bu hakkın alt unsurları olan “iddia ve savunma hakkı” ile “açıklama ve ispat hakkı”nın ihlâli niteliğinde olup, adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığı-
Ortak yerlerdeki eksik-ayıplı işlerin davacının bağımsız bölümlerine isabet eden payı oranında hesap edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmede 5 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmediği, coğrafi alana yönelik kısıtlama ise yapılmadığı, bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki 06.07.2010 tarihli sözleşmenin değerlendirilip, tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın bozulması gerektiği-
Davalı tarafından sunulan, davacının imzasını havi ve davacı tarafından imza inkarında bulunulmayan, hile, tehdit ve ikrah yoluyla imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilemeyen, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları açısından davalı savunması ile çelişmeyen, iş sözleşmesinin feshinden sonra imzalanan ve tüm bu nedenlerle geçerli olan ibra sözleşmesi (ibraname) gereği, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı vekiline ıslah dilekçesini açıklaması, hangi alacağı ne miktarda arttırdığını açık bir şekilde belirtmesi için süre verip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi kurulu raporunda davalı yüklenicinin hakettiği iş bedeli toplam 9.975,00 TL saptanmış olup, davacı tarafından ispatlanan ödemeler ise 13.000,00 TL olarak bulunmuş olup, davacının fazla ödemesi 3.025,00 TL olup, bu miktar üzerinden fazla ödemeye yönelik davanın kısmen kabul edilmesi gerekirken sözleşmede fazla ödeme miktarının güncellenerek ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamasına karşın, fazla ödeme miktarının dava tarihine güncellenmesi suretiyle daha fazla alacağa hükmedilemeyip, fazla ödemenin iadesine yönelik istemin kısmen kabulüyle 3.025,00 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ceza-i şarta yönelik istemin ise tümden reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.