Borçlu ile kardeşi arasındaki tasarrufun İİK 278/3-1 madde gereğince bağışlama niteliğinde olup batıl olduğu, İİK. mad. 280 gereğince davalının kardeşi olan borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve bu durumda da tasarrufun iptali gerektiği-
Mahkemece, dava konusu ticari işletme rehine konu malların neler olduğu, borçlu şirket tarafından bu malların ne zaman alınarak fabrikasında kullanılmaya başlandığı, anılan malların alımından önce, satımından sonra borçlunun fabrikasındaki makinaların hangi makinalar olduğu, davalı borçlu şirket fabrikadaki tüm makinalarını sattığından dava konusu makinalar dışındaki satışların hangi makinalara ait olduğu ve ne zaman kimlere satıldığı, dava konusu satışı yapılan makinaların hangi makinalar olduğu, ticari işletme rehnine konu mallar olup olmadığı hususlarında, davalı şirketlerin kurulduğu tarihten bugüne kadar tüm ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları, dava konusu malların alım-satımına ilişkin BA/BS formaları, davalılar arasında düzenlenen dava konusu mallara ilişkin satış faturaları ve sevk irsaliyeleri, ticari defterleri, davalı 4. kişi şirketin dava konusu mallara ilişkin gümrük beyannamesi incelenmek suretiyle uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, her zaman takip konusu alacağın gerçek bir alacak, yani davacının gerçekten alacaklı, borçlunun da gerçekten borçlu olduğunu göstermeyeceği, bu durumda borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olmasına rağmen davacının gerçekten alacaklı olup olmadığının mahkemece res'en değerlendirilmesi gerektiği-
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, her ne kadar taşınmaza ilişkin satış bedelinin rayice uygun olmasından dolayı ortada bedel farkı bulunmasa da; dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına göre davalı borçlu şirketi temsile yetkili olan kişinin; davalı 3. kişinin amcası olduğu anlaşıldığından, davalı 3. kişinin davalı borçlunun İİK 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Haciz tutanaklarının, İİK mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu görüldüğünden, dava konusu tasarrufun İİK mad. 280/1'e göre; mutad ödeme olmaması nedeniyle de İİK mad. 279/2'ye göre tasarrufun iptali gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise aciz belgesindeki miktar) iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanacağı-
İptal davalarının önkoşulu olan aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulabileceği- Borçlu şirketin kiracı olarak bulunduğu işyerinden ayrılması sebebiyle bu işyerinde haczin yapılamadığı ve yapılan diğer haczin de dava konusu alacak ile ilgisiz olduğu anlaşıldığından, borçlu hakkında düzenlenmiş kesin aciz belgesi ya da geçici aciz belgesi yerine geçen haciz tutanağı bulunmadığından, "dava şartının gerçekleşmediği" düşünülerek iptal davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İptal davalarının maksadının (İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı) -mevcudunu azaltmaya yönelik- tasarrufların butlanına hükmettirmek olduğu-
26.12.2003 tarihinden önce verilen kredi borçlarına ilişkin takiplerde davacı bankanın -5411 s. Bankacılık Yasasının geçici 13.maddesi gereğince- aciz belgesi sunma zorunluluğunun bulunmadığı, bu tarihten sonraki borçlar için ise 25.3.2011 ve 13.4.2011 tarihli haciz tutanakların, İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinden bulunduğu- İpotek miktarının takip konusu borcu karşıla­mamış olduğu, iptali istenen tasarrufların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafın­dan belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı 3. kişinin borçlu­ların durumunu ve amacını bilebilecek (aynı gün üç taşınmazın satılması, davalıların aynı yer nüfusuna kayıtlı olması) kişilerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278/3-2 ve 280/1 gereğince iptale tabi olduğu-
Haciz tutanaklarının İİK madde 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu- Davalılar arasındaki tasarrufun bağışlama olarak yapıldığı ve İİK 278'e göre bağışlamanın iptale tabi bulunduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.