Menfi tespit davası 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılıp davalılar vekili cevap dilekçesinde "... her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan, davalılara yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
«İkrah» (tehdit) nedeniyle iptal (olumsuz tesbit) davasının, ikrahın ortadan kalkmasından itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiği–
Taraflar arasındaki kooperatif ihraç kararının iptali ve menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen menfi tespit davası-
Menfi tespit davası-
10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, mahkemece, önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar verilmesi gerektiği-
Zorlama altında keşide edildiği ceza mahkemesi kararı ile sabit olan bonodan dolayı borçsuzluk iddiasının (beyanın geçersizliğine ilişkin definin) sonraki hamillere karşı ileri sürülebileceği- Önceden menfi tespit davası açan borçlunun, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, haciz sırasında, "borçlu olmadığı"na ilişkin iddialarını tutanağa geçirmek suretiyle ödeme taahhüdünde bulunmasının, bu taahhüdün, çekince (ihtirazi kayıt) ileri sürülerek ve cebri icra baskısı altında yapıldığı anlamına geleceği, yani, davacı keşidecinin ödeme taahhüdünde bulunmasının, borçlu olduğunun ikrarı olarak kabul edilemeyeceği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikâyete başvurulsa da takibin kesinleşmesinin engellenemediği ve ödeme yapılmaması hâlinde alacaklının, borçluya ait para, mal ve haklar üzerine haciz konulmasını isteyebileceği-
Davacının taşınmazı tahliye etmesi ile borçtan kurtulamayacağı, aboneliğin davacı adına devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
“Çekin ödeme amacı dışında başka bir amaçla verildiğini” ileri süren kişinin bu iddiasını kanıtlaması gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Davalı tarafın uyuşmazlığa konu edilen toplam 40.000,00 TL tutarlı çekin ticari ilişki kapsamında oluşan kur farkı alacağına karşılık verildiğini bildirmekle ispat yükünü üzerine aldığı, bu durum karşısında davalı tarafın kur farkı alacağının varlığına yönelik delillerin dosyaya ibrazı sağlanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.