Haksız takip ve haczin, haksız fiil niteliğinde olduğu- Kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılarak davalı bankadan alınan kredi kartı ve kredi sebebiyle, bankaya  karşı açtığı menfi tespit açan, buna rağmen banka tarafından aleyhine açılan icra takipleri ve haciz işlemleri uygulanması sebebiyle, menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleşmesi üzerine maddi ve manevi tazminat isteminde bulunan davacının "gerçek zarar" ilkesi uyarınca yalnızca faiz getirisini talep edebileceği, yoksun kalınan ticari kârı (müspet zararı) ise talep edemeyeceği-
Menfi tespit davasında davacı, "dava konusu bonoları davalıya teminat olarak verdiğini" kanıtlayamazsa ve ciro imzası davalıya ait ise, davanın reddine karar verileceği-
Çeklerdeki tarihinin tahrif edilerek dönüştürülmesi halinde, çeklerin tahriften önceki tarihlerde keşide edildiğinin ve ibraz sürelerinin buna göre değerlendirilmesi gerektiği- İbraz süresi geçen çeklere dayalı olarak hamil kambiyo yolu ile takip haklarını yitirmiş olsa da, TTK.  mad. 732 uyarınca, keşideciye müracaat hakkının bulunduğu- Davalı bankaya karşı çeklerin keşidecisi davacının sebepsiz zenginleşmediğini ispat ile yükümlü olduğu-
İcra mahkemesinde yapılan, alacak miktarında itirazında görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğu-
Borçlu-davacının takip konusu parayı (borcu) ihtirazi kayıt öne sürmeden ödeme emrine itiraz süresi içinde ödediğinden ve bu ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme sayılmadığından, İİK.nun 72. maddesine göre menfi tespit ve istirdat istemli dava açamayacağı, davacı-borçlunun ancak şartları varsa sebepsiz iktisap davası açabileceği-
Mahkemece, hükmün gerekçesinde SGK ve davacı-davalı şirket yönünden karşılıklı alacaklar ispatlanamadığı için her iki dava yönünden de davanın reddine karar verildiği belirtildiği halde, hükmün sonuç kısmında asıl dava yönünden davacı, birleşen dosya davalısı limited şirketin açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, ancak asıl davada; davacı şirket alacak talebinin yanında borçlu olmadığının tespitine de karar verilmesini talep etmiş olup, mahkeme gerekçesinde karşılıklı alacakların ispatlanamadığı belirtildiğine göre hüküm fıkrasında menfi tespit talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hüküm ile gerekçe arasında çelişki yarattığı, bu itibarla hükmün, Yargıtay denetimine, usul ve yasaya uygun olmadığından, bozulmasına karar verildiği-
Davalı bankanın internet bankacılığı üzerinden davacının izni dışında gerçekleştirilen işlemler nedeniyle uğradığı zararın tazmini ve kredi borçlarının iptali istemi- Davacının, bankanın müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında yaptığı işlemler sonucu zarar ettiğini ve buna bağlı olarak rızası dışında çekilen krediden dolayı bankaya borçlanmadığını iddia ederek tazminat talep ettiği- Bölge Adliye Mahkemesince, eksik ve hatalı gördüğü hususlara yönelik olarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması, dosyadaki delillere göre davaya konu olayın gerçekleşmesi ve zararın doğmasında hangi tarafın kusurlu olduğunun veya kusurun paylaştırılıp paylaştırılamayacağının tespit edilmesi gerekirken, re'sen kusur oranlarının yeniden belirlenmesi ve bilirkişi raporlarının aksine tüm kusurun yetersiz gerekçelerle davalı bankaya yüklenmesinin doğru olmadığı-
Sorumlularca başlangıçta, ürün satın alınan kişilerin tevkifat yapılamayacaklar statüsünde bulunduğuna ilişkin öngörülen nitelikte Kuruma belge veya tutanakların sunulmamış olması durumunda, bu kişilerin sonradan zorunlu Tarım Bağ–Kur sigortalısı oldukları anlaşılsa dahi sorumluların, “tevkifat yükümü” gereğini yerine getirmelerinden dolayı artık kesinti yapılması gereken tutardan sorumlu tutulamayacakları-
12. HD. 07.02.2024 T. E: 2023/7497, K: 1015

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.