Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasında, davalılar vekilinin her bir dosya için ayrı ayrı vermiş olduğu cevap dilekçelerinde müvekkillerinin çeklerin yetkili hamili olmadıklarına dair ikrarları mevcut olup, bu ikrarlar üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm oluşturulduğuna ve davacıların konusuz kalan kısımla ilgili haksızlığına karar verildiğine göre davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesi uyarınca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası bozma ilamına uyularak-
Her ne kadar müteselsil kefil olan davacı tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de ipotek taşınmaza bağlı bir borç olduğundan ancak taşınmaz malikleri tarafından ipotek lehtarına husumet yöneltilerek ipoteğin kaldırılmasının istenebileceği-
Davalının, ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce davayı kabul ettiğinden AAÜT'nin 6. maddesi uyarınca ½ oranında vekalet ücretinden sorumlu olacağı gözetilmeden, yargılama giderlerinin tümünden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faizin borcun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranının geçerli olacağı-
Hamil olan davalının ciranta aleyhine takip yapabilmesi için ödememe protestosunun düzenlenmesi gerektiği, senet hamilinin protesto yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda müracaat hakkının ortadan kalktığı, davalının dava konusu senedin hamili olmasına karşın süresinde ödememe protestosu keşide etmediğinden davacı cirantaya karşı müracaat hakkını kaybettiği, bu durumda davalının ciranta olan davacı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi ispat zorunluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilip, kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Olumsuz tesbit davası sonucunda, davacının haklı olduğu anlaşılsa dahi mahkemece «davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği, bunun ötesinde «yapılmış olan icra takibinin de iptaline» karar verilemeyeceği–
Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili tarafından verilen teminat senedinin tahsili hakkında yapılan takip ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile, borçlu hakkında kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan ilâmsız icra takiplerinde «borçlu olmadıklarının tesbitine» dair açılan davanın, genel nitelikte bir tesbit davası olmayıp, İİK’nun 72. maddesinde yazılı «olumsuz tesbit davası» niteliğinde olduğu–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.