Davacı tarafın ticari ilişki olgusunu kabul etmediği, çeklerin teminat amacıyla verildiğini ileri sürdüğü menfi tesbit davaları için İİK 72/son maddesinde düzenleme ile HMK'nın genel yetkiye ilişkin kurallarının gözönünde bulundurulması gerekeceği-
Menfi tespit davasında, davacılar takip konusu kira bedellerinin ödendiğini yazılı belge ile kanıtlayamadıkları, dava dilekçesinde yemin deliline de dayandıklarından davacılara ödeme konusunda davalıya yemin teklif etme haklarının olduğunun hatırlatılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmenin feshi, tazminat, kira iadesi ve üç adet teminat senedinin iadesi istemine ilişkin davada, mahkemece sadece hükmedilen tazminat yönünden karar harcı alındığı, harç ve yargılama giderlerinin buna göre belirlendiği, davacı tarafa peşin harcı tamamlaması için mehil de verilmediği anlaşıldığından mahkemece eksik harcın tamamlattırılması, yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasının incelenerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığı-
Dava bonoya karşı açılan menfi tespit davasıdır. Davacı malen kaydı taşıyan senede karşı teminat senedi iddiasını yazılı delille ispatlaması gerekeceği-
TTK.’ nun 589. maddesinde öngörülen “imzaların istiklali” prensibi uyarınca davacı keşideci çekteki ciranta imzasının adı geçen cirantaya ait olmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Yine TTK.’ nun 599. maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda davalı hamil çekteki ciro silsilesini gözeterek çeki devraldığı ve dosya içeriğinden çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı ve anılan yasa maddesi uyarınca “keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği” gözetilmeden, mahkemece olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Menfi tespit davasında; kefaletin fer’iliği ilkesi uyarınca, dava açıldıktan sonra yapılmış olan asıl borca ilişkin protokol ve bu protokole göre yapılan ödemeler gözetilerek, sonucuna göre davacı kefilin borç miktarının tesbiti gerekeceği-
Menfi tespit davası-
«Olumsuz tesbit davası» niteliğindeki davanın icra mahkemesinde (tetkik merciinde) görülemeyeceği-
Davacının okuma yazma ve imza atmayı bilmediğini, imzanın karalama şeklinde kendisine attırıldığını beyan ettiği, davacı asil tarafından vekiline verilen vekaletnamede de davacının imzası olmayıp “parmak basma” şeklinde işaret olduğu, davacının okuma yazma bilip bilmediği konusunda deliller toplanarak karar verilmesinin gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.