Çeke ciro yoluyla hamil olan taraf aleyhine açılan menfi tespit davasının kabul edilebilmesi için, çekin kötüniyetle iktisap edildiğinin kanıtlanması gerektiği-
Murisinin su aboneliğinden dolayı borcunun bulunmadığı tespiti istemine ilişkin -murisin tereke borcu ile ilgili- davada, TMK. 702 uyarınca tüm mirasçıların elbirliği ile hareket etmesi gerektiğinden, dava şartının yerine getirilebilmesi adına diğer mirasçıların da davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci tayin edilmesi için davacıya önel verilerek sonucuna göre işlem yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar oluşturulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Takibe konu ihtarnamedeki asıl alacak tutarı üzerinden dava açılıp, harç yatırılmış ve talep sonucunun buna göre oluşturulmuş olduğu ve kesinleşen mahkeme ilamına göre kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarı ile işleyecek faiz oranının tekrar işbu dava konusu yapılmamış bulunduğu, esasen karar tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın temerrüt faizine ilişkin 120/2. maddesinin, 6100 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca derdest davalarda uygulanması gerektiği, kesinleşen faiz oranı ve miktarlarının anılan yasa değişikliğine dayanılmak suretiyle yeni bir davanın konusu yapılamayacak olduğu-
Davacıya ait senetlerin davalı tarafından takibe konulması ile davalının cebri ihale ile çekişme konusu taşınmazın maliki olduğu, takibe konulan senetlerden dolayı davacının menfi tespit davası açtığı ve  bu dosyanın halen derdest olduğu anlaşıldığından, davacının, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Dava dışı Ö. D.’in 3.1.2011 tarihinde davalı şirketten 700,00 TL bedelle satın aldığı cep telefonu için kefil olduğunu ve bu borcun ödendiğini, kefalet sona ermesine rağmen davalı tarafından diğer borçluların bu tarihten sonra yaptıkları alışverişleri için de kendisinin kefilliğine dayalı olarak 8.460,00 TL bedelli takip başlattığını, başlatılan takibin haksız olduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı; mahkemece, dosyanın aralarında uzman ziraat mühendisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile, davacının sorumlu olacağı kaçak elektrik bedelinin tespiti ile bir karar verilmesi gerektiği-
Sözleşmenin yapıldığı anda geçerli olmadığı, batıl olduğu yönündeki iddiası ile iptal davalarında görevli mahkemenin, müddeabinin değerine göre belirlenmesi gerektiği; kiralananda meydana gelen olumsuzluklar ileri sürülerek kira akdinin feshi ile birlikte menfi tespit ve tazminat isteminde bulunulması halinde ise göre görevli mahkemenin münhasıran Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Davacı yanın, aleyhine girişilen icra takip dosyasından borçlu olmadığının tespitini talep ve dava ettiği davada, anılan icra dosyasında davalı tarafın talep ettiği tutar gösterilmiş olup, yargılama sırasında harç bu miktar üzerinden davacı tarafa tamamlattırılmış olduğundan, davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin bu miktar esas alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanması ve davalının harçtan muaf olduğunun (5411 s. K. 140. madde) gözetilmesi gerekeceği-
Davanın, icra takibine konu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğu, davaya konu çekin Halk Bankasına takasa ibrazındaki çek örneğinde çekin keşide tarihinin 28.01.2011 son hamilin ise davacı Y. K.olduğu, dolayısıyla çekin davacı tarafından takasa ibraz edildiği anlaşıldığı, takibe konu çekte ise keşide tarihi 28.07.2011 olarak düzeltilerek paraf edildiği ve davalı yanca bankaya ibraz edildiği, bu durumda çekin davacı tarafından takas için Halk Bankasına ibrazında davalının çekte sıfatının bulunmaması karşısında keşide tarihi ve davalının ibrazının çekin takastan alındıktan sonra yapıldığı ve davacının davalıya borçlu bulunmadığı anlaşılmakla davacının sorumlu tutulması mümkün olmadığından davanın kabulü gerekirken yanılgılı hukuki değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.