Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda faiz yönünden tercihli rapor düzenlenmiş olup mahkeme kararında alacak isteminin hangi nedenler ile kabul edildiği ve hangi faiz ve oranının esas alındığı hususunda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığının anlaşıldığı, mahkemece, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
"Travertenlerin menşeine dair air taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı", "montajın davacı tarafından başka bir firmaya yaptırıldığı", "davalı tarafından davacıya 5 adet fatura düzenlendiği, buna karşılık davacıdan 5 adet çek alındığı", "davalı defterlerinde davacıdan alacak göründüğü, "iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı" gerekçeleriyle menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacının 29.11.2010 tarihli icra tutanağı ile borcu kabul ettiği ve borcun kabulünden sonra senetlerdeki imzanın inkar edilmesinin çelişkili davranışta bulunma yasağına aykırı olduğundan menfi tespit isteminin reddi gerektiği-
HUMK’ un m.409/4 (HMK m.150/4) hükmü uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın üç ay içinde yenilenmesi mümkün olduğu, hâkimin, tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu (HMK m.26; HUMK m.74) gibi, davacının usuli talepte bulunabilmesi için hukuki yararının bulunmasının (HMK m.114,I/h) şart olduğu, davacının herhangi bir şekilde çek borçlusu olmadığı çeklerden dolayı da hakkında menfi tespit hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Tasarrufa konu malın, üçüncü kişi tarafından elden çıkarılmış olması halinde, davacıya, "dördüncü kişiyi davaya dahil edip etmeyeceği"nin sorulması gerekeceği–
Karara esas alınan bilirkişi raporunda, hem akdi hem yasal vekalet ücreti hesaplanmış olup, davalı yanın, icra takibinin vekil ile müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğuna dair beyanının göz ardı edildiği, davalı yanca başlatılan takipte hem akdi hem karşı yan vekalet ücreti talep edilmiş gibi değerlendirilerek davalının talebinin raporda belirlenen miktarın altında kaldığı yönündeki değerlendirmesinin doğru olmadığı, davalının başlattığı icra takibindeki talebinin akdi vekalet ücretine ilişkin olduğu nazara alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çeke karşı açılan menfi tespit davasında ,ispat yükü davacıda olduğundan davacının iddiasını ispat için münhasıran davalının ticari defterlerine dayanırsa ve davalı da ticari defterlerini ibraz etmez ise , davacının iddiasını ispat etmiş sayılacağı, başka delillere de dayanıldığı takdirde TTK.nun 83/2.maddesine göre davacıya tamamlayıcı yemin verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu senedin, bir bononun şekil şartlarını tümü ile taşıdığı, borçlu imzasının davalı keşidecinin eli ürünü olmadığı, ancak senedin önyüzündeki keşideci imzası dışındaki imzanın diğer davacıya (avalist) ait olduğu anlaşılmış olup mahkemece dava konusu bono üzerindeki keşideci imzasının borçluya ait olmamasının davacı avalistin sorumluluğuna etkili bulunmayacağının gözetilmesi gerekeceği-
D.çesinde "sair yasal delil" diyerek yemin deliline dayanmış olan tarafa, yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmadan hüküm kurulamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.