Çeke karşı açılan menfi tespit davasında ,ispat yükü davacıda olduğundan davacının iddiasını ispat için münhasıran davalının ticari defterlerine dayanırsa ve davalı da ticari defterlerini ibraz etmez ise , davacının iddiasını ispat etmiş sayılacağı, başka delillere de dayanıldığı takdirde TTK.nun 83/2.maddesine göre davacıya tamamlayıcı yemin verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu senedin, bir bononun şekil şartlarını tümü ile taşıdığı, borçlu imzasının davalı keşidecinin eli ürünü olmadığı, ancak senedin önyüzündeki keşideci imzası dışındaki imzanın diğer davacıya (avalist) ait olduğu anlaşılmış olup mahkemece dava konusu bono üzerindeki keşideci imzasının borçluya ait olmamasının davacı avalistin sorumluluğuna etkili bulunmayacağının gözetilmesi gerekeceği-
D.çesinde "sair yasal delil" diyerek yemin deliline dayanmış olan tarafa, yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmadan hüküm kurulamayacağı-
Menfi tespit davasında, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer veya davalı alacaklının ikametgahı mahkemesinin davaya bakmaya yetkili olacağı-
İİK.’ nun 72/5. maddesinde menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade olunacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda şikâyete konu takip için Asliye Ticaret Mahkemesine açılan menfi tespit davası... tarihinde borçlu lehine sonuçlanmış, karar... tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece “şikâyetin kabulüne” karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan İİK.’ nun 40. maddesi gerekçe gösterilerek “istemin reddi”nin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan yerin, tapuya bağlanamayacağı-
Talep İİK 41.maddesi yollamasıyla İİK. 16. Maddesine dayalı şikayete ilişkin olup icra takibinin dayanağı karar, Limited Şirket hisse devrinin hile sebebi ile geçersizliğine, hisselerin alacaklıya aidiyetinin tespitine ve bu hususun Limited Şirket pay defterine tesciline ilişkin olup, ‘kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği’ kuralının kanundaki istisnaları arasında yer almadığından takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
İlama dayalı kesinleşmiş alacak hakkında menfi tesbit davası açılamayacağı-
Mahkemece dava kısmen kabul edildiğine ve davalı vekilinin dosyaya vekalet sunduğu ve oturumlara katıldığı anlaşılmasına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gözardı edilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Takip dayanağı ilk ilamda alacaklı lehine faize ilişkin bir hüküm kurulmadığından ancak karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği- Takip dayanağı ilk ilamın bozulması üzerine, bozmaya uyularak verilen ilamda alacaklı lehine daha düşük avukatlık ücreti alacağına hükmedilmişse de, ilama bağlanan avukatlık ücreti alacağı ilk karar tarihinde muaccel olduğundan, faizin de ilk karar tarihinden itibaren istenebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.