Kesilen ölüm aylığı sonrasında yapılan takip nedeniyle Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalı kurumca 17.03.2005 tarihli işlemi ile davalı hakkında yasal takibe geçildiği, takip sırasında bir takım işlemler yapıldığı ve takipte yapılan her işlemle zamanaşımı süresinin kesilip yeniden başlayıp davalı kurum işlemine karşı bu davanın menfi tespit davası olarak görüldüğünden sebepsiz zenginleşme nedeniyle zamanaşımı olan 1 yıllık ve 10 sürelerin her ikisi bakımından irdeleme yapılması gerektiği-
Eser sözleşmesi kapsamında iş bedeli olarak verilen çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin somut uyuşmazlıkta, menfi tespit istemi bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde mahkeme kararı bozulmuş olmasına karşın yerel mahkemece, davanın istirdat davasına dönüşmüş olduğu gerekçesi ile ödenen çek bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Çekin ön yüzündeki imzaların, kooperatif yetkili temsilcilerinin eli ürünü olduğunu belirten grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 21.06.2004 tarihli rapor ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen ve çekin ön yüzündeki imzaların kooperatif yetkili temsilcilerinin eli ürünü olmadığını tespit eden rapor arasında çelişki meydana gelmiş olup, bu çelişkinin giderilmesi bakımından konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla yeniden imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Fazla ödeme tutarının belirlenmesi ve istirdatı için açılan davada, öncelikle dava tarihi itibariyle davacı aleyhinde başlatılmış bulunan icra takibindeki borçluluk durumu belirlenip davacının fazla ödemede bulunulduğu iddiasının değerlendirilmesi gerekeceği-
Davalıının nakden düzenlenmiş bonoların nakdi borca karşılık alındığını savunması ile bonoları talil etmiş sayılmayacağı, davacının bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu- Mahkemece davacının bonolara karşı yazılı delillerini değerlendirip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Ana dosyadan tefrikine karar verilen dosyasının karar başlığında sanki tefrik olmamış gibi gösterilmesinin de doğru olmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; bonoda ihdas nedeni bölümünde “nakden” kaydı bulunmasına rağmen senedin “verilen hizmet karşılığı” düzenlendiğini savunarak ispat külfetini yüklenen davalının savunmasını kanıtlayamadığı gözetilerek, “davanın kabulüne” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davalılar yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği-
Aynı mahkemede, davalının itirazının iptali davasına karşı açtığı olumsuz tesbit davasının birleştirilerek birlikte görülmesi gerekeceği–
Menfi tespit davası-
Asıl dava kısmen kabul edilmiş olup, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına nispi oranda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.