Tereke adına icra takibinin «tereke temsilcisi» ya da «tüm miras-çılar» tarafından yapılabileceği-
Takip dayanağı senetteki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik yöntemlerle yapılması, sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilerek denetime elverişli bir raporla ortaya konulması gerekeceği, bu şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, mahkeme hakimince kendi gözlemine göre sonuca gidilemeyeceği, mukayeseye esas alınan belgelerin fotokopi olmamasına özen gösterilmesi gerekeceği (belge asılları üzerinde inceleme yaptırılması gerekeceği), senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin senedi elinde bulunduran ve takibe koyan alacaklıya ait olduğu, imza incelemesi konusunda Adli Tıp Kurumu’nun son makam olmadığı, ispat yükünün alacaklıya ait olduğu-
Borçluya, aynı takip dosyasında itirazın iptali/kaldırılması ilamı ile hükmedilen icra inkar tazminatı, ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ek takip talebi ile icra emri gönderilmesinde yasaya aykırılık yok ise de, takip talebinde yer alan asıl alacak miktarı ve güncellenmiş faiz alacağı yönünden mükerrer olacak şekilde icra emri gönderilmesi ve ilama aykırı şekilde itirazın iptali ilamında yer almayan yeni borçlular ilave edilmek sureti ile icra emri düzenlenmesinin yasaya aykırı olacağı-
İlamda hüküm altına alınan yargı gideri ve vekalet ücreti talebi yönünden ilamın kesinleşmesine gerek yok ise de, projeye aykırılığın giderilmesi yönünden ilamın kesinleşmesinden itibaren 6 aylık süre verildiği halde, bu hükme riayet edilmeden, infazının istenmesi açıkça ilama aykırılık teşkil ettiği ve süresiz şikayete tabi olduğundan, takibin ve icra emrinin eski hale getirilme talebi yönünden iptaline karar verilmesi ile yetinilmek gerekirken, tümden iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdündeki imzanın inkârı halinde, icra mahkemesinde (tetkik merciinde) «imza incelemesi» yapılamayacağına ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı-
İlâmın infazı sırasında «hudutlara mı yoksa miktara mı itibar edileceği» konusunda tereddüde düşülmesi halinde, alacaklıya ilamın tavzihi konusunda karar getirmek üzere, takibin durdurulması gerekeceği–
Takip dayanağı ilâmın bozulması halinde fazla ödediği (ya da haksız olarak ödediği) parayı geri alabilmek için, borçlunun alacaklı hakkında bağımsız bir icra takibi veya dava açamayacağı (bunda hukuki yararı bulunamayacağı)–
Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-
Her ne kadar borçlunun, dava konusu itirazın son gününde harç yatırmadığı ve hak düşürücü süreyi geçirdiğinin borçluya bildirildiği şeklinde tutanak düzenlenmiş ve bu duruma göre hüküm oluşturulmuş ise de borçlunun icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinin havale tarihinin aynı tarih olduğu ve yine aynı tarihte dilekçesinin kaydedildiği anlaşılmakta olup, kayıt tarihinin dava tarihi olacağının kabulü ile, borçlunun süresinde itirazda bulunmuş olduğu, o halde, mahkemece; açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile işin esasına girerek inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedinden kaynaklanan borç nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkin davada ispat yükü kendisinde olan ve kambiyo senedinin tehdit ile ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf olan davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı- İcra takibi HMK 209 uyarınca ihtiyati tedbir yolu ile durduruduğundan davalı lehine tazminata hükmedileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.