Davalı vekilinin tapu iptali ve tescil hükmüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraflar yararına bozulmasına karar veridiği-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olmasının, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olmasının da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak kanunda düzenlenmemiş olduğu, bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olduğu, dosya kapsamına göre; davalının eğitim hayatının davacının kasıtlı olarak eğitim masrafları ve harcını ödememesi nedeniyle kesintiye uğradığı, davalının asgari yaşam standartlarını temin adına çalışmak zorunda kaldığı, davalı yönünden nafakanın kaldırılmasını gerektirecek bir durumun gerçekleşmediği, asgari ücretle annesiyle kirada oturan davalıya ödenen yardım nafakasının davacı için kanuni bir ödev haline gelmiş olduğu gözetilmeden davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesnin doğru olmadığı
Genel kurullarda aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammının temerrüt faizi niteliğinde olduğu-
Davacı koca tarafından açılan nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davasında, dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğinden davacı kocanın dava tarihinden önce öldüğünün anlaşıldığı, davacı mirasçılar tarafından ise ölüm tarihinin iptal davasından sonra olduğu ileri sürüldüğünden, mahkemece davacı mirasçılarına bu yönde nüfus kaydının düzeltilmesi amacıyla süre verilmesi, bu hususun bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre TMK. mad. 159 uyarınca işlem yapılması gerektiği-
Taraflara tebligat yapılmamış ve ilan edilmemiş olan kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin idari işlemlerin adli yargı yönünden takdiri delil niteliğinde olacağı–
Müdahalenin önlenmesi isteği, taşınmazın hak sahipliğinin tespiti yönünde bir karar verilmesini gerektirdiğinden, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda dava konusu taşınmazın mülkiyetinin tespiti yoluna gidildiğinden ve anılan o dava mevcut davayı doğrudan etkiler nitelikte bulunduğundan, ortaklığın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılması gerekeceği-
İntifa hakkının terkini, ipoteğin kaldırılması ve kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemlerine ilişkin açılan davanın taraflarının, başka bir mahkemede kayıtlı aynı ilişkiden kaynaklı, alacağa dayanan icra takibine itiraz davalarının olmasından dolayı HMK. mad. 165 uyarınca bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verileceği-
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı, somut olayda; davalı ... vasisi ... ortaklığın giderilmesine karar verilen dava konusu taşınmazda yer alan yapının kendisine ait olduğu iddiası ile yerel mahkemede muhdesatın aidiyeti davası açtığını beyan ettiğinden, HMK’nun 165. maddesi uyarınca muhdesatın aidiyetine ilişkin dava sonucunun beklenilmesi gerekeceği-
Davalı Sendikanın Malatya 1 Nolu Şubesinin 31.07.2010 tarihinde yapılan genel kuruluna esas teşkil eden delege seçimlerinde, herhangi bir objektif sebep ortaya konulup ispat edilmeksizin iki sandıkta yapılmasının, sandıklarda oy kullanacak üyelerin dağılımı yapılırken de 436'ya 134 şeklinde bir dağılım yapılarak seçimlerin gerçekleştirilmesinin hukuka aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.