Borçlu şirketin iflasına karar verildiği anlaşıldığından, bu kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiği- İflas kararının kesinleşmiş olması halinde davacının eldeki davayı takip edebilmesi için İflas İdaresinden İİK. mad. 245 gereğince yetki alması gerektiği, aksi halde davanın İflas İdaresi temsilcisi huzuruyla görülmesi ve verilecek kararın İflas İdaresi lehine veya aleyhine kurulması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilmelerinin mümkün olduğu, birleştirme kararı sonrasında her dava bağımsız karakterini koruduğu ve davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından, yalnızca birleşen davaların tahkikat aşaması birlikte yapılarak her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği, bu itibarla, mahkemece davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların bağımsızlığı prensibi'' uyarınca asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken, tek bir hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Haksız eylem nedeni ile maddi tazminat istemi-
Taraflar arasında açılmış olan borçlunun borcunun bulunmadığını tespiti kararından geçen '2014/12 ay ile 2015 dönemi arasında kira bedelinin yarısı kadar indirim yapılarak ödenmesi konusunda sözlü anlaşma yapılmış olduğu' şeklindeki tespit hükmünün takibe konu 2017/ 1 ay için de uygulaması ile ilgili bir karar bulunmadığından; tespit hükmünden sonraki dönemlere ilişkin kira sözleşmesindeki aylık kira miktarının geçerli olacağı; bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin davada; kira sözleşmesindeki aylık kira miktarı esas alınarak takibe konu aya ilişkin ödemeler düşülerek bakiye alacak kısmı için itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Çekişmeli taşınmazın davalı şirket adına yolsuz biçimde tescil edilmesi halinde, anılan şirketin iyiniyetli olmadığı dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, düzenlenen resmi akit tablosunun sicile yansıtılmamasının Tapu görevlilerinin kusurundan kaynaklandığından yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı Tapu Müdürlüğünün sorumlu tutulması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında “takip konusu alacağın gerçek bir alacak olması” nın dava şartlarından birisi olduğu; borçlunun davacı alacaklı ve diğer cirantalar aleyhine “evrakta sahtekarlık ve bedelsiz senedin icraya konulması” suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunması üzerine açılmış olan ceza davasının sonucunun, görülmekte olan tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılması gerekeceği-
12. HD. 05.10.2021 T. E: 6627, K: 8393-
Kiracı tarafından icra takibine konu edilmiş olan tahliye taahhüdünün iptali için hukuk mahkemesinde açılmış olan davanın sonucu beklenilmeden, icra mahkemesince “tahliye taahhüdü nedeniyle taşınmazın tahliyesine” karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.