Muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- TBK.m. 19'a dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun, takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerektiği-
3. HD. 28.03.2016 T. E: 2015/7978, K: 4653-
Aldatma (hile) ve korkutma (ikrah) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemi- Davacı tanıklarının beyanları nazara alındığında temlikin hile ve tehdit sonucu ile gerçekleştiği iddiası kanıtlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı sayaç yandığı için bina girişinde 3,6lık antigron ile evin ihtiyacı olan elektrik bağlantısını yapmış olduğunu kabul ettiği, davacı geçici elektrik bağlantısını sayacın hemen değiştirilemeyeceğini öğrendikten sonra yaptığı, davacı tanıkları .... ve ....'ın beyanlarından da davacının sayacın yanması üzerine kuruma dilekçe verdiği ancak iş yoğunluğu nedeniyle sayacın hemen değiştirilemediği, 3-4 gün geçtikten sonra ancak sayaç değişikliğinin yapılabildiği anlaşıldığı, davacının değiştirilmesini talep ettiği sayacın evine ait olduğu ve bir evin 3-4 gün boyunca elektriksiz kalmasının düşünülemeyeceği dikkate alındığında geçici olarak yapılan bu elektrik bağlantısının mücbir bir nedene dayandığı sonucuna varıldığı, kaldı ki sayacın değiştirilmesi için dilekçe veren davacının kurumdan yetkililerin geleceğini bilmesine rağmen kaçak elektrik kullanmaya devam etmesi hayatın olağan akışına da ters olduğu, bu tür uygulamalar sonrasında ek tahakkuk ile kullanılan elektrik bedelinin davalı kurum tarafından tahsil edilebilmesinin mümkün olduğu, davacının sayacının yanmasından önce kaçak elektrik kullandığına dair bir bulguya da rastlanılmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunulmadığından, sonuç olarak iş akdinin feshedilmesinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığından davacının işe iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıya konuttan ayrılırken ziynetlerini yanında götürüp götürmediği konusunda yemin teklif etmiş; davacı bu teklifi kabul ederek yeminli beyanda bulunmuş ve davalının kendisine şiddet uygulaması sonucu konuttan ayrılmak durumunda kaldığını ve ziynetlerini yanında götürmediğini, daha sonra da davalı ve ailesinin konutu boşaltmış olduklarını bildirmiş olup, kendisine ispat yükü düşmeyen davalı bu şekilde karşı tarafa yemin teklif etmek suretiyle ispat yükünü üzerine almış ve diğer delillerine dayanmaktan vazgeçmiş durumuna düştüğü ve yemin davacı tarafından eda edilmekle de, uyuşmazlık konusu vakıanın (davacının konuttan ayrılırken ziynetlerini yanında götürmediği vakıası) var olduğu kesin delille ispatlanmış olduğundan, davacının ziynet eşyası alacağına ilişkin davasını kanıtlamış olduğu-
Acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle portföy tazminatı, maddi ve manevi tazminat istemlerine-
İptal davasının hukuki niteliği itibariyle dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir dava olduğu, bunun doğal sonucu olarak da dava ve tasarrufa konu mal devir alanın mal varlığından çıkartılarak borçlunun mal varlığına iade edilmeyeceği; sadece alacaklıya malın bedelinden alacağını alma imkanı sağlayacağı- İptal davasının amacının, İİK-277. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü gibi borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarını iptal ettirmek olduğu- İİK.nun 283. maddesi hükmüne göre iptal davasının konusu taşınmaz mal olduğu takdirde, davalı 3. şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan bu taşınmazın haciz ve satışı istenebileceği- Aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında davalı 3. kişinin aciz belgesine dayanan alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebileceğ, çünkü dava şartlarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gerektiği- Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatının çözümlenmesi gerektiği, bu nedenledir ki 3. kişi davalının borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerektiği- Tasarruf iptali davalarında davacının gerçekten alacaklı olmadığına ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın bu davalarda tartışılamayacağına ilişkin düşüncenin kabulüne olanak bulunmayıp, bu düşüncenin; hukukun temel ilkelerinden olan, iki kişinin 3. kişi aleyhine açık veya zımni biçimde anlaşmasının 3. kişiyi bağlamayacağı prensibine de aykırı olacağı-
İtirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki ’itirazın iptali’ davasında mahkemece, kefaletnamedeki imzanın davalıya ait olduğunun kabul edilmesi karşısında, taahhütnamenin boş olarak doldurulduğu savunmasının dinlenemeyeceği, ne var ki senetlerde kefilin imzasının bulunmaması nedeniyle takip tarihine kadar işlemiş faizden sorumlu olmayacağına yönelik kararında; yargılama aşamasında herhangi bir bilirkişi görüşüne başvurulmaması, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamayacağından, tarafların gösterdikleri deliller toplanıp, konusunda uzman bilirkişilerden Yargıtay denetimine uygun rapor alınarak, davalı savunması değerlendirilmeli, kefalet sözleşmesinin kuruluşu sırasında kefilin sorumluluk limitinin gösterilmesinin sözleşmenin geçerlilik şartı olduğu gözetilerek, dava konusu kefalet sözleşmesindeki limit ile ilgili bölümün farklı kalemlerle sonradan yazılıp yazılmadığı aydınlığa kavuşturulduktan sonra oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Hayat deneylerine göre olağan olan ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunması gerektiği - Kadının dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.