2. HD. 02.05.2018 T. E: 2016/17667, K: 5894-
2. HD. 19.06.2018 T. E: 2016/20256, K: 7603-
Aleyhlerine yapılan icra takiplerine karşı kredi kullanmadıklarını bildirmiş olan davalıların haklarında açılan itirazın iptali davasında takip dayanağı kredi sözleşmesi ile ödeme fişindeki imzanın kendilerine ait olmadığını beyan etmelerinin savunmanın genişletilmesi niteliğini taşımadığı–
Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava değeri tapuda gösterilen satış bedeli olduğundan mahkemece bu bedel üzerinden eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken harç tamamlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı- ................... tarihinde fen ve ziraat bilirkişisi refakatiyle taşınmaz başında gerçekleştirilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar beyanlarında davacının dava konusu taşınmazda kullandığı bir bölüm gösteremediklerinden fiili taksimin varlığından söz edilemeyeceği- Dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafa yasada öngörülen usulde satışın bildirilmemiş olması ve yasada belirtilen hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olması nedeniyle davacının iyiniyet kurullarına aykırı hareket ettiğinin söylenemeyeceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, ve kötü niyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Davacı tarafça itiraz edilmedikçe yargılamanın her safhasında davalı tarafından kötü niyet tazminatı istenebileceği-
Takas def'i yönünden sadece işçi ücretlerine sınırlama getirmekte olup, kıdem ve ihbar tazminatı alacağına karşı ileri sürülen takas def'inin değerlendirilmesi gerektiği; bu itibarla, mahkemece, işçinin ileri sürülen eylemleri ile kurumu zarara uğratıp uğratmadığı ile bu husustaki kusuru belirlenerek sorumluluğu tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Kooperatif müdürü olarak çalışan işçinin, mesailerini kendisi belirlediğinden fazla çalışma alacağının reddinin gerektiği-
Sözleşmenin taraflarca "araç kiralama sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmesi sözleşmenin niteliği açısından bağlayıcı olmadığı- Sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi için öncelikle davacıya ait kullanımı özel teknik bilgi ve belge gerektiren iş makinesinin kiraya veren tarafından istihdam edilen operatör tahsis edilerek davalıya teslim edilip edilmediğinin taraflardan sorularak saptanması, İnsan unsurunun kira sözleşmesinin konusu olamayacağının gözetilmesi, sonrasında ise sözleşme hükümleri değerlendirilerek sahada kullanılan iş makinesinin davalının kullanımına terk edilip edilmediğinin buna göre sözleşmenin kira sözleşmesi veya hizmet sözleşmesi olup olmadığının yorumlanması gerektiği- Uygulamada “sürücülü kiralama” diye ifade edilen ilişkilerde örneğin “vinç hizmeti, kepçe hizmeti, taşıma hizmeti” verildiğinin kabul edildiği; bu nedenle mahkemece, değinilen yönler araştırılıp değerlendirilmeden uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Kadının eşine hakaret ettiği, buna karşılık davalı-karşı davacı erkeğin de eşine şiddet uyguladığı, eşini tehdit ettiği, bağımsız bir konut temin etmediği anlaşıldığından, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği; davacı karşı-davalı kadının da kusuru gerçekleştiğine göre, boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- Boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin daha ağır kusurlu olup, TMK. mad. 174/1-2 koşulları oluştuğundan, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilip değiştirilemeyeceğinden (HMK. md. 141/1), tahkikat duruşmasında tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamının talebi ile iddianın genişletilmesinin mümkün olmadığı-
Davalının bayii'nin zeminde eylemli olarak kullandığı bölüm olmadığından fiili taksimden (eylemli kullanma) söz edilemeyeceğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.