İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin murislerinin desteğinden yoksun kaldıkları iddiası ile ayrı talepte bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup yargılama devam ederken dosya her üç davacı yönünden de dosya işlemden kaldırılmış, davacılardan sadece biri dilekçe ile davasını yenilemiş olduğu anlaşıldığından, davayı yenileme talebi olmayan davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği- Temyiz için gerekli harcı ve masrafı yatırmamış olması üzerine, mahkemece temyiz harç ve masraflarının yatırılması aksi halde temyiz talebinden vazgeçmiş sayılacağını bildireceği-
İptale karar verilmeden tescile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, iptal edilecek miktarın da TMK.nun 713/7. fıkrasına uygun biçimde hüküm fıkrasında gösterilmeden kabul kararı verilmesinin de doğru olmadığı-
TBK. mad. 56 gereğince manevi tazminat istemine ilişkin davada, yerel mahkemece hükmedilen davacı eş için 7.000,00 TL, davacı çocuklar için 10.000,00 TL miktarın -olayın somut unsurları dikkate alındığında- düşük olduğu- Zarar veren araç ticari nitelikte kamyonet olduğundan, dava konusu haksız eylemin TTK. mad. 3 uyarınca ticari iş niteliğinde olduğu ve yasal faize hükmedilemeyeceği- Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiği-
Davacı ile dava dışı arasında imzalanan belge göz önüne alındığında taraflar arasında inançlı işleme dayalı olarak devrin yapıldığı, öte yandan tüm dosya içeriği ve dinlenen tanık beyanları itibari ile de davalı ile dava dışı ve davacı arasında alacak-borç ilişkisinin bulunduğu, bu alacak-borç ilişkisi nedeni ile davalı ile dava dışı kişinin aralarında anlaşarak dava konusu taşınmazın temlik işleminin gerçekleştirildiği, yine dinlenen tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalının dava konusu taşınmazı ediniminde iyiniyetli olmadığı ortaya konduğundan davalının TMK 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
İ.lı işlem ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada; davacı ile dava konusu taşınmazı teminat olarak dava konusu taşınmazı temlik alan dava dışı üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için üçüncü kişinin davada yer almasının zorunlu olduğu gözetilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemi-
Haksız fiil işlenmesi durumunda, TBK'nun 41. maddesi uyarınca küçüğün haksız eylemin faili olarak, ev başkanının ise TMK'nun 369. maddesi uyarınca zarar görene karşı sorumlu olacakları, her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve ev başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilecekleri, aynı zarardan, her ikisinin de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olacakları- Haksız fiili gerçekleştiren kişi, davanın açıldığı tarihte ergin olsa bile, bu durumun TMK'nun 369. maddesinde düzenlenmiş bulunan ev başkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmamayacağı- İhtiyari dava arkadaşlığı durumunda, davalılardan biri hakkındaki dava genel mahkemenin, diğeri hakkındaki dava özel bir mahkemenin görevine giriyorsa, özel nitelikteki mahkemede davanın görülmesinin gerekli olduğu-
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırının her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirleneceği- Karşılık davada, temyiz sınırının asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirleneceği- Tespit davalarında, temyiz sınırının tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirleneceği- Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirleneceği

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.