Mahcuza ilişkin mahallinde keşif yapılarak, mahcuzun özellikleri uzman bilirkişi eliyle tespit edilerek, davalı 3. kişi ve davacı alacaklı tarafından sunulan faturalar ile ayrı ayrı karşılaştırması, davacı 3. kişi tarafından sunulan faturanın mahcuzla uyumlu olması durumunda; faturanın 3. kişi defterlerinde kayıtlı olup olmadığının (ticari defterlerinin açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) araştırılması, dosya içerisinde borçlu ve 3. kişinin ortaklıklarının söz konusu olduğu iddia edildiğinden, 3. kişi ve borçlu şirketin ticari defterleri, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve varsa vergi kayıtları getirtilerek, taraflar arasındaki ticari ilişkinin nevi ve yoğunluğu değerlendirilerek, taraflar arasındaki organik bağın araştırılması için mali müşavir ve hesap uzmanı katılımı ile uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi gerektiği-
Davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki organik bağ iddiası değerlendirilmesinde, davacı şirketin hisselerinin tamamının dava dışı şirkete devredildiği, adreslerinin aynı olduğu, kurucu ortağının ve faaliyet alanının aynı olduğu görülmekle iki şirket arasında organik bağ bulunduğu kanaatine varıldığı, hukuki ilişkin varlığını ispat yükü alacaklıda olduğundan alacaklının hukuki ilişkinin yani borcun varlığını kanıtlamak durumunda olduğunu ve davada ispat yükünün davalı belediye üzerinde olduğunu, İçişleri Bakanlığı müfettişi tarafından düzenlenen tazmin raporunun tanık beyanları doğrultusunda hazırlandığı, raporda bilimsel veriler kullanılmadığı, şüpheden uzak, ikna edici somut tespitler bulunmadığı, dayanak ihalelerin feshine ilişkin herhangi bir mahkeme kararı yahut derdest dava bulunmadığı, aksine davalı Belediye ile davacı şirketin bahsi geçen ihalelere ilişkin olarak borç bakiyeleri konusunda mutabık kaldığı, davalı Belediye'nin dava konusu faturayı emanet olarak muhasebe işlemlerine kaydettiği, dava konusu ihaleye ilişkin olarak da ayrıca mutabık kalındığı anlaşılmakla, bu haliyle ihalenin geçerliğini koruduğu, hukuk sisteminde geçerliliğini koruyan ihaleye dayanarak zarar iddiasında bulunan belediyenin eldeki davada bu iddiasına yönelik olarak ispat vasıtalarını kullanmadığı, bu yönde bir talebi olmadığı, tazmin raporuna dayanarak davayı reddettiği görülmekle zarar iddiasını ispat edemediği, zararın oluştuğunun kabul edilmesi halinde dahi, bu zararın alacaktan takas suretiyle mahsup edilmesi hususunun Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve Türk Borçlar Kanunu takas mahsup hükümleri uyarınca gerçekleştirilmemiş olması nedenleriyle davanın kabulüne ve borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğundan davacının, kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun ticari defterlerinin, kapanış tasdiki olmaması nedeniyle lehe delil olamazsa da, kendi defterinde kayıtlı borç bakımından aleyhine delil olacağı- 6762 s. TTK. mad. 84 uyarınca hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden, faturaların davalı defterinde kayıtlı olmasının faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturacağı- Faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlaması gerektiği- Dava konusu olmayan faturalara dayalı olarak tek taraflı alınmış tespit raporlarına, yine tarafları ve dava konusu farklı olan, yargılama aşamasında da bu yön gözetilerek bekletici mesele yapılmasından vazgeçilen dava dosyasındaki raporlara dayanılarak eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulamayacağı- Mahkemece öncelikle fatura içeriğindeki emtiaların teslim edilmediği ve faturaların usulsüz olduğu yönündeki iddiaya konu savunmanın davalı tarafça ispatlanması gerektiği gözetilip karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın, TBK.'nin 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu-
İstihkak davalarında da borçlu tarafından ticari emtianın büyük bir bölümünün üçüncü kişiye devredilmiş olması halinde İİK.’nun -tasarrufun iptaline ilişkin- 280/3 maddesinin uygulama alanı bulacağı; mahkemece, üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği sonucuna varılırsa, istihkak davasının alacaklı lehine sonuçlandırılacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.