Ortaklara ait mallar üzerine ihtiyati haciz konulmasına engel bulunmadığı, ticaret mahkemesinden aynı alacak için aynı ihtara istinaden aynı miktarda ihtiyati haciz kararı verildiği, alacaklının beyanına göre bu karara istinaden yapılan takibin de kesinleştiği, bu kişiler için aynı alacak nedeniyle ihtiyati haciz talep etmekte alacaklının hukuki yararının bulunmadığı-
İcra takibi ile zamanaşımının kesileceği–
Taşınır rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren en geç 1 sene (şimdi; 6 ay) içinde, ‘taşınmaz rehninin satışının ise aynı tarihten itibaren en geç 2 sene (şimdi; 1 yıl) içinde istenebileceği’ne dair olan İİK. 150/e hükmünün emredici hüküm olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği; bu sürelerden sonra takip düşmüş olacağından yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
Mahkemece, davalının isticvap edilerek kasa tediye fişindeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulduktan sonra, davalının imzayı açıkça inkar etmesi halinde belgenin aslı ile mukayeseye elverişli imza örneklerinin temin edilerek bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılarak neticesine göre, davalının savunması uyarınca imza incelemesine gerek olmaması halinde ise, dosya içerisindeki diğer tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında bağıtlanan genel kredi sözleşmesinin 9 uncu maddesine göre kefalet türünün müteselsil kefalet olduğunu, Borçlar Kanunu'nun ilgili hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre, kefil olan şikayetçi borçlular hakkında genel haciz yolu ile takip yapılabileceği, davalı bankanın takip borçlularından önce kredi garanti fonuna başvurma zorunluluğunun bulunmadığı-
İİK'nun 12. maddesi icra dairesinin icra takibine konu yapılmış olan para alacağına mahsuben ödenen paraları kabul etmeye mecbur olduğu; borçlunun icra dairesine ödenen miktar kadar borcundan kurtulacağı, TBK.'nun 100. maddesi ise takipten sonra yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faize ve masraflara mahsup edileceği hükümlerine göre bilirkişi incelemesi yapılabileceği-
Kefilin sorumluluğunun kira sözleşmesinde belirlenen süre ile sınırlı olacağı ve sorumluluğun uzayan sürede devam edeceğine ilişkin sözleşme hükmünün geçerli olmayacağı-
Toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 818 sayılı Yasa hükümlerine tabi olduğu, davalının kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesiyle davalının itirazının ..TL asıl alacak, ..TL işlemiş faiz, .. TL BSMV ve .. TL masraf olmak üzere toplam .. TL üzerinden iptali yönünde verilen kararın isabetli olduğu- 
Senette borcun nedeni "mal" ya da "nakit" olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükünün bunun aksini ileri süren tarafa ait olması gerekeceği-
Davalı yanca açılan davanın zaman aşımına uğradığı iddia edilmiş ise de, davaya konu kredinin 31/01/2013 ve 12/02/2014 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin tahsiline ilişkin olduğu, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 26/03/2014 tarihinde kat edildiği, 2014 yılı içerisinde alacağın tahsiline yönelik olarak takip yapıldığı, takip sonucu ipotekli taşınmazların alacağa mahsuben 02/07/2015 tarihinde satışının gerçekleştirildiği, rehin açığı belgesi alındığı, eldeki davanın ise 12/09/2017 tarihinde açıldığı gözetildiğinde davalı yanın iddia ettiği 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.