Uyuşmazlık, kredi borcunun ödenmesine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir...
Tebliğ memurunun, muhatabın adreste geçici olarak bulunmadığını belirtmesine karşılık tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ayrıca geçici bulunmama bilgisinin kimden alındığı belli olmadan muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığı, bu durumda anılan tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca usulsüz olduğu-
İcra kefili olan şikayetçiye, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra emri gönderilmesi usulsüz olup mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Kredi sözleşmesinin ortaklaşa ve dayanışmalı kefilinin sorumluluğunun, kredi sözleşmesinde saptanan kefalet limiti ve bu limite eklenebilecek olan kendi direniminden doğan faiz ve eklentileriyle sınırlı olduğu–
Davacı hakkındaki haczin ihtiyati haciz olmaması, kesin haciz olması ve davacının da haciz tutanağında açık borcu kabul beyanına göre, kesin haciz sırasında verilen beyanın borcun ikrarı olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Takibin iptali nedeniyle menfi tespit davası konusuz kalsa bile mahkemece dava tarihi itibariyle haklılık durumu üzerinde durularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerekeceği-
Üç adet takibe yönelik itirazın iptali istemi-
Talep tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 586/1. maddesi uyarınca müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçluya çekilen ihtarın sonuçsuz kalması ve borçlunun ifada gecikmesinin gerektiği, somut olayda ise alacaklı banka tarafından, dava dışı asıl borçlu şirkete hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmeden "müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan borçlular hakkında" ihtiyati haciz isteminde bulunulamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.