Tasarrufun iptali davası olarak açılan davada, takip dayanağı bononun düzenlenme sebebi ile borcun doğduğu tarihin ve takibe konu alacağın gerçek olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği-
Taşınmaz malın konut gereksinimi için boşaltılması davasının bir yıllık kira karşılığının miktarına göre görevli olan mahkemede görüleceği-
Ticari vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek tanzim edebileceği- Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa da, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu- Sözlü olarak yetkilendirilme yapılmasının ise mümkün olmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Borçlu ile davacının karı-koca olmasının, birlikte oturmalarının, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olmasının, mülkiyet karinesinin borçlu; dolayısıyla alacaklı lehine sayılmasına engel teşkil etmeyeceği-
Davanın dayandığı senetteki, "asil tarafından vadesinin sonunda bu meblağ verilmediği takdirde ödemeye borçluyum" şeklindeki kayıt ile imza edilen kefalet şerhi ancak aval ile ifade edilebileceğinden zincirleme kefalet hükümlerine tabi olacağı-
Uyuşmazlık, dava dışı şirket lehine kullanılan ticari kredinin teminatı olarak akdedilen ipoteğe dayalı olarak yapılan takiplere vaki itirazların iptali istemine ilişkindir...
İİK. 68. madde hükmünce süresinde (1 ay) itiraz edilmeyen hesap özetinin gerçeğe aykırılığının ancak borç ödendikten sonra dava edilebileceği ve itirazın olmaması halinde imzayı kabul etmiş sayılacağı - Kredi sözleşmeleri, süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler, krediyi kullandıranca usulüne uygun düzenlenen diğer belge ve makbuzlar da İİK. 68. madde anlamında belgelerden sayılacağı-
Mahkemece TMK 230. maddesi gereğince öncelikle, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenerek, belirlenen bu değerden, davalının kişisel malı ile ödenen peşinat miktarı ve mal rejiminin sona erdiği tarihte Kiptaş'a olan borç miktarı düşülerek kalan miktarın artık değer olarak kabulü ile TMK 236. maddesine göre belirlenen artık değerin yarısının davacının katılma alacağı olduğu dikkate alınarak karar verilmesinin gerekeceği-
21.07.2006 tarihli taahhütnamede "kefil" ibaresine yer verilmiş ise de 818 sayılı BK'nın 484. maddesi uyarınca kefaletin geçerliliği, kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede yer almasına bağlı olduğundan, anılan taahhütnamede sorumluluğun sınırlandırılmamış olması ve davalıların konumu dikkate alındığında, davalıların yüklenici şirketin fiilini taahhüt eden durumunda olduğu, takip ve dava tarihinde yürürlülükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 110. maddesine göre sorumlulukları bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.