Gerek İİKnun 45. maddesindeki gerekse İİK.’nun 257/I. Maddesindeki düzenlemelerin ‘borçlu’ ile ilgili düzenlemeler olduğu, ‘kefiller’ ile ilgili olmadığı; bu nedenle alacaklılar tarafından önce rehine başvurmadan sözleşmenin müşterek ve müteselsil borçlu ve kefilleri hakkında- BK’nun 487. maddesi uyarınca- ihtiyati haciz kararı istenebileceği–
Trafik iş kazası sonucu vefat eden ve geçici işgöremezlik durumuna giren sigortalılara yapılan peşin sermaye değerli gelirler, harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan tazmini istemi-
Davalının tonaj ihlali yapması ve sözleşmeyi süresinden önce haksız feshetmesinin sözleşmeye aykırılık halleri olarak gösterilebileceği, mahkemece, hem Sözleşmesinin 27.1/b maddesinde belirtilen genel cezai şarta, hem de eki olan 07.06.2004 tarihli Protokol'ün 2'nci maddesinde tonaj ihlaline yönelik belirtilen özel cezai şarta yönelik olarak davanın kabulüne karar verilmişse de, birden fazla cezai şart öngörülmesi halinde yalnız bir defa cezai şarta hükmedilmesi gerekirken aynı hususa ilişkin iki ayrı cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle mahkemece yapılacak iş, talebin cezai şartlardan hangisine yönelik olduğunun açıklattırılması olup, kararın bu yönden bozulmasına karar vermek gerekeceği- Tonaj ihlalinden doğan cezai şart talebi yönünden mahkemece, 07.06.2004 tarihli Protokol'ün 2'nci maddesi kapsamında Sözleşmenin yürürlüğü süresince ve Protokol'ün başlangıç tarihi olan 2004 yılından 05.09.2009 davalının son mal alım tarihine kadar geçen süre içerisindeki eksik alımlara ilişkin toplam 22.261,76 USD olarak hesaplanan 25.11.2013 tarihli bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, ancak, tonaj ihlaline yönelik her yıl için ayrı ayrı ihtirazı kayıt konularak mal teslim edilmiş olmasının gerekeceği, somut olayın dayandığı veriler ışığında davacının tonaj ihlaline yönelik talebi yönünden son 1 yıl için cezai şarta hükmedilmesi gerekirken, tüm sözleşme süresince (2004-2009) cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Sanığın ... 2. İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında borçlu (X)'e ait borca icra kefili olduğuna dair 14/03/2017 tarihli haciz tutanağında yapılan incelemede, sanığın imzası ve "okudum" ibaresi haricinde borcu üstlendiğine ilişkin kefalet tutanağında kendi el yazısı ile yazılmış başkaca bir ibarenin bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki davalı kefilin itirazının iptali istemi-
Bilirkişi raporunda, "teminat mektubunun paraya çevrilmesi tarihi esas alınarak, bankanın rehin ve mahsup haklarını kullanmasını gerektirecek, doğmuş bir alacağından söz etmenin mümkün olmadığı sonucuna ulaşılması"nın hatalı olduğu- Kısa süre içerisinde teminat mektubunun paraya çevrilmiş olmasının, bu tarihten önce de güncel bir riskin varlığının kabulünü haklı kıldığı- Mahkemece, İİK'nun 99. maddesi uyarınca açtığı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dosya kapsamına göre, dava dışı şirkete kullandırılan avans kredisinin senet karşılığı kullandırıldığı saptanmış olup, davalıların gerek bilirkişi raporu gerekse temyiz itirazlarında belirttiği gibi kullanılan krediye istinaden alınan senetlerin akıbeti hakkında değerlendirme yahut tespit yapılmadığının ve anılan raporun yerinde inceleme olmadan oluşturulduğunun anlaşıldığı, banka tarafından söz konusu senetlerin tahsil edilip edilmediğinin tespiti ile şayet tahsilat var ise bu miktarın borçtan mahsup edilmesi gerekeceği, bu durumda mahkemece, dosya kapsamında raporu bulunan bilirkişi ya da bir başka bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilip, yalnızca dosya kapsamındaki evraklarla değil bizatihi banka kayıtları üzerinde anılan hususun netleştirilmesini sağlayacak şekilde inceleme yaptırılıp bilirkişi raporu alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası-
«İcra kefili» olan borçlunun, daha önce arabasına haciz konulmasına muvafakat etmiş olmasının, kendisine icra emri geldikten sonra, icra mahkemesine -süresi içinde- başvurarak «borca itiraz»da bulunmasına engel teşkil etmeyeceği–
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin feshi isteminin yasal hasmının alacaklı ve ihale alıcısı olduğu ancak takibin diğer borçlusuna karşı açılan davanın pasif husumet ehliyet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.