Davacının satın aldığı bina için ev ve işyeri ihtiyacı nedeniyle açtığı davada, iddianın samimi olduğunun belirlendiği, ihtiyaç duyulan binanın muvazaalı bir satışla alındığı iddiasının tahliye davasının kapsamı içerisinde değerlendirilemeyeceği-
Davanın esası hakkında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için yeminli mali müşavirler odasından tesbit edilecek üç kişilik bilirkişi marifetiyle dosyadaki belgeler, tarafların mali kayıtları üzerinde yeniden inceleme yaptırılması sözleşmenin kira parasını düzenleyen özel hükmü de dikkate alınarak eksik ya da fazla ödeme olup olmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 03.10.2018 T. E: 2016/21797, K: 9484-
Alacaklı kiralayan tarafından yapılan tahliye istemli kira alacağına ilişkin takibe itiraz edilmesi üzerine, alacaklı kiralayanın 'tahliye' istemeksizin genel mahkemede 'itirazın iptâli davası' açabileceği–
Davacı-karşılık davalı Turcas’ın bu şekilde sahibi olduğu intifa hakkını taraflar arasında düzenlenen işletme sözleşmesi ile davalı-karşı davacı eliyle kullandığı, bağıtlanan işletme sözleşmesinin kapsamı ve yapılacak işin niteliği gözetildiğinde, davacı-karşı davalı lehine taşınmazda kurulan intifa hakkının, süresi itibariyle mülkiyet hakkını zedeleyici ağırlıkta olduğunun kabulünün mümkün olmayacağı, kaldı ki işletme sözleşmesinin feshedilmesinin intifa hakkını ortadan kaldırmayacağının da intifa hakkına ilişkin resmi senette açıkça düzenlendiği, tapuya tescil edilmiş bulunan intifa hakkını sona erdiren haller M.K. 720. maddede açıkça düzenlenmiş olup, somut olayda da intifa hakkının terkinini haklı gösterebilecek bir nedenin varlığının kanıtlanmamış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekeceği-
İcra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdünün noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş olmadığı, İİK.nun 275.maddesi ve 04.12.1957 tarih, 11/26 sayılı İBK gereğince alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektireceği-
Davacının, 26.08.2015 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile, ödenmediğini iddia ettiği kira bedellerinin tahsilini istediği; yasal ödeme süreli ödeme emrinin davalı borçluya 28.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, İİK'nun 269/a maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi gereğince otuz günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden tahliye davasının 08.09.2015 tarihinde açıldığı, bu haliyle, davacı tarafından ödeme süresi beklenmeden İcra Mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamayacağından mahkemece tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmesinin, ancak tarafların imzasını taşıyan yazılı delille kanıtlanabileceği- Yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa, HMK. mad. 202 uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı ve davalılardan üçü dışında diğer taşınmaz malikleri olan davalılar ve son tapu maliki arasında yapılan taşınmaz devrinin davacıya iade etmek şartıyla inançlı temlik sebebiyle tapunun devri yapıldığına dair bu davalıların imzasını içeren yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge mevcut olmadığından, "son tapu maliki" olan davalıya, dava konusu taşınmazı satış suretiyle devir eden davalının  "yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair" imzalı beyanı ancak kendisini bağlayacağı, bu davalının beyanının da son tapu maliki davalı yönünden yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge olmadığı, bu nedenle davacı ile son tapu maliki davalı arasında inançlı temlik sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamamış olduğu ve bu durumda; tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının terditli tazminat talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Kiracı tarafından verilen tahliye taahhüdünün 'bu dükkan satılırsa, kendine ihtiyacı olursa, ben bu dükkandan çıkacağım' şeklinde düzenlenmiş olması halinde, kayıtsız şartsız tahliye taahhüdü niteliğinde bulunmadığından geçersiz olacağı–
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaatın yapımı ile ilgili vekalet yerine geçecek yetki verilmesi ve inşaata başlanılabilmesi için taşınmazın boş olarak teslim edilmesi istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.