Davanın, kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İntifa hakkı sahibi tarafından, ihtiyaç nedeniyle açılan tahliye davası sonunda alınan karardaki «tahliye isteme hakkı»nın, çıplak mülkiyet sahibine geçmeyeceği–
Temerrüt nedeni ile tahliye ve alacak istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde;  ecr-i misil alacağına yönelik davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Görevin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği-
İflasın ertelenmesi istemi sebebiyle mahkemece verilen tedbir kararından sonra takip yapılamayacağı- Yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefalet sözleşmesinin geçerli olmayacağı-
İİK. 272 vd. dayalı takipler sonucunda, icra mahkemesince "temerrüt nedeniyle tahliye kararı" verilemeyeceği–
Sözleşmenin, tarafların özgür iradesi ile düzenlendiği; davacı ve davalının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca kişisel hakka dayanarak talepte bulunduğu; bu nedenle uyuşmazlıkta idari yargının değil, adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu-
Mahkemece, çözümü teknik bilgiye dayalı bir konuda, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen gerekçeli rapora itibar edilmeden ve mevcut duruma göre de bilirkişi raporundaki kusur durumunun olayın oluşuna uygun düştüğü gözetilmeden yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisinin isabetli olmadığı-
Kiralananın anahtarları, yöntemine uygun şekilde hukuken kiralayana teslim edilene kadar, kiralanan kiracının tasarrufunda bulunduğundan, kiracı teslim tarihine kadar olan kira paralarından sorumlu olması gerekeceği-
Takip talebine ve ödeme emrine sonradan eklenen "haciz yolu ile tahsil ve tahliye" sözcüklerinin altının ayrıca imzalanmaması halinde, bu eklemenin geçersiz olacağı
İİK’nun 269. maddesinde, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine, yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceği ayrıca borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmesi üzerine yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden tahliye isteyebileceğinin öngörüldüğü, borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, anılan maddedeki sürelerin işlemeyeceği, borçlunun haricen takibi öğrenip, icra dairesine itiraz etmesinin, yasanın emredici hükümleri karşısında sonuca etkili olmadığı, bu durumda, davacı alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunmasının anılan yasal düzenlemeye aykırı olup istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.