2004 sayılı İcra İflas Kanununun 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiş, buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği, davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı 3.kişinin malvarlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği, teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunacağı, ihtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabileceği, iflas erteleme talebinde bulunan borçlunun talebi "aktifinin pasifinden fazla olduğu" gerekçesi ile ret edilmiş olduğundan, tasarrufun iptali davasının kabulünün isabetsiz olduğu- Dava konusu bağımsız bölümlerin borçlu tarafından borcun doğumundan çok önce devredildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın ön koşul yokluğundan reddi gerektiği-
Mahkemece talep edilen miktarın, HMK 120’de anlamını bulan ve dava şartı olan gider avansı değil, HMK’nin 324. maddesinde ifade edilen delil ikame avansı olduğu, HMK madde 324 gereğince bu avansın açık olarak, kalem kalem gösterilmesinin gerektiği, ara kararda ise bu şekilde bir belirleme yapılmamış olup, davacı vekiline yapılan ihtaratın da geçerli olmadığının kabulü gerekeceği-
Davacı, malik ve kiraya veren sıfatıyla iş bu davayı açmış ise de; taşınmazı satıp devretmiş olduğundan dava hakkını kaybettiğinden, mahkemece davacının dava hakkı bulunmaması sebebiyle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava dayanağı takip dosyasında 20.02.2020 tarihinde yapılan hacizde adresin borçluya ait olup olmadığı anlaşılamadığından haciz yapılamamış olmasına, İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekilde davalı borçlu M. C.' nin tespit edilen adreslerinde yapılmış bir haciz bulunmamasına, İİK'nun 143.maddesinde belirtilen aciz belgesinin de sunulmamış olmasına göre "davanın kabülüne" ilişkin kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği, mahkemenin; duruşma gününü, kararını, bozma ilamını ve direnme kararını taraflara kendiliğinden tebliğ etmesinin ve taraf teşkilini sağlamasının usulün amir hükmü gereği olduğu-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Davacının sözleşme konusu işi süresinde bitirmemesi gerekçesiyle 1 yıl süre kamu ihalelerinden yasaklanmasına dair işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle davacının yasaklama işleminden kaynaklanan munzam ve manevi zarar istemlerinin de yerinde olmadığı-
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı..
Satılan mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük (yolsuzluk) malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin (örneğin borçlunun) ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.