11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ilâ 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ilâ 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 ilâ 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve 20.02.2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğundan kaza tarihinde geçerli mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gerekeceği, eldeki davada kaza, 22.11.2017 tarihinde meydana geldiğinden, İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafından kararın temyiz edilmediği göz önüne alındığında davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin dava dilekçesinde 09.09.2021 tarihinden itibaren temerrüt faizinin işletilmesini talep ettiğinin, ıslah dilekçesinde aynı talebini yinelediğinin, İtiraz Hakem Heyetince ise davacının talebi aşılmak suretiyle 25.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek faize karar verildiğinin anlaşıldığı, şu durumda İtiraz Hakem Heyetince, 6100 sayılı HMK’nın 26 ncı maddesinin 1 inci fıkrasındaki hüküm gözetilmek suretiyle davacı vekilinin talebiyle bağlı kalınarak 09.09.2021 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
(A) bölümünün; evveliyatı itibariyle orman olduğu, imar ihyaya konu olamayacağı, (B) bölümünün; orman sayılmayan alan olduğu, 1984 ve 2002 yıllarında tarımsal faaliyete konu olduğu, (C) bölümünün; her ne kadar orman sayılmayan alanda kaldığı bildirilmiş ise de 1948, 1984 ve 2002 yıllarında kazandırıcı zamanaşımı koşulunun temel şartı olan tarımsal faaliyete konu olmadığı, kaldı ki; 26.03.2020 tarihli jeolog bilirkişi raporundan; (A) ve (B) bölümlerinden ayrı olarak bu kısmın (C bölümünün) aynı zamanda aktif çay yatağı alanı içinde yatağın taşkın sahası etki alanı içinde de kaldığı, bu haliyle; davacı bakımından (A) ve (C) bölümleri üzerinde davacı lehine kazanım koşullarının oluşmadığı- (B) bölümü üzerinde ise kazanım koşullarının oluştuğu, 1957 ve 1986 yılına ilişkin memleket haritası verilerinin, 14.09.2019 tarihinde taşınmaz başında yapılan keşifte yapılan mahkeme gözleminin ve alınan beyanların hükümde varılan sonucu desteklediği, amenajman planlarının ise mülkiyet belgesi yerine geçmediği, bilirkişi raporlarının kanaat verici yeterli bilimsel açıklamayı haiz olduğu-
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı hukuki sebebe dayanarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazların tarla vasfı ile gelir getiren taşınmazlardan olduğu ve bu sebeple intifadan men koşulunun aranmayacağının kabul edilmesi gerekeceği-
Davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemi-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik, tapu iptali ve Hazine adına tescil istekleri-
İşçinin ücreti zaten Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesindeki ücret zammı uygulanarak belirlenmiş olduğundan, aynı dönem için Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesi ile çakışacak şekilde 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı-
Davanın tarımsal kredi sözleşmesindeki imzaya itiraz nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, kredi sözleşmesindeki imzanın davacıların murisine ait olmadığı anlaşılmış ise de, davacıların murisinin asıl borçlu olduğu ......... İcra Müdürlüğü'nün ............. sayılı dosyasına verdiği 09.01/2003 tarihli beyanında "mevcut borç bana ait bahsi geçen ihtarnameye itirazda bulunmuyorum" demek suretiyle beyanda bulunduğunun tespit edildiği, bu beyan murisi bağlayıcı nitelikte olduğundan bu beyan üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Adana İcra Dairesi'nde başlatılan icra takibine süresinde itiraz edilip, C. İcra Daireleri'nin yetkili olduğu belirtilerek yetki itirazında bulunulduğu, itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, yetkili icra dairesinde takip yapılmış olmasının dava şartı olduğu, takibin yapıldığı Adana davalının yerleşim yeri olmadığı gibi, sözleşmenin ifa yeri de olmadığı, yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkin olup uyuşmazlık, davacının itirazları karşısında, davalının .... sayılı marka tescil başvurusunun kabulünün hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.