Davalının tonaj ihlali yapması ve sözleşmeyi süresinden önce haksız feshetmesinin sözleşmeye aykırılık halleri olarak gösterilebileceği, mahkemece, hem Sözleşmesinin 27.1/b maddesinde belirtilen genel cezai şarta, hem de eki olan 07.06.2004 tarihli Protokol'ün 2'nci maddesinde tonaj ihlaline yönelik belirtilen özel cezai şarta yönelik olarak davanın kabulüne karar verilmişse de, birden fazla cezai şart öngörülmesi halinde yalnız bir defa cezai şarta hükmedilmesi gerekirken aynı hususa ilişkin iki ayrı cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle mahkemece yapılacak iş, talebin cezai şartlardan hangisine yönelik olduğunun açıklattırılması olup, kararın bu yönden bozulmasına karar vermek gerekeceği- Tonaj ihlalinden doğan cezai şart talebi yönünden mahkemece, 07.06.2004 tarihli Protokol'ün 2'nci maddesi kapsamında Sözleşmenin yürürlüğü süresince ve Protokol'ün başlangıç tarihi olan 2004 yılından 05.09.2009 davalının son mal alım tarihine kadar geçen süre içerisindeki eksik alımlara ilişkin toplam 22.261,76 USD olarak hesaplanan 25.11.2013 tarihli bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, ancak, tonaj ihlaline yönelik her yıl için ayrı ayrı ihtirazı kayıt konularak mal teslim edilmiş olmasının gerekeceği, somut olayın dayandığı veriler ışığında davacının tonaj ihlaline yönelik talebi yönünden son 1 yıl için cezai şarta hükmedilmesi gerekirken, tüm sözleşme süresince (2004-2009) cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı-
2. HD. 01.11.2024 T. E: 2023/7596, K: 8137
Aktiften borçların indirilmesinin net terekeyi oluşturacağı, tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekeceği-
Davacının davalı kooperatif üyeliğinin ve ortaklık payının miktarının tespitine ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmamasında; başlatılan icra takibine karşılık itirazın iptali davası açması halinde davacının itirazın iptali davasının reddi halinde kötüniyet tazminatı ve nispi vekalet ücreti ile sorumlu tutulabileceğinden, bunları göze almak istemeyen ve üyeliğinin devam ettiğini düşünen davacının itirazın iptali davası açmaya zorlanamayacağı, işbu dava sonucunda kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesi halinde, bu karar üzerine davacının davalıdan konut karşılığı tazminat isteyebileceği gibi; işbu davanın reddi halinde, davacı kendisine üyeliği devredene nedensiz zenginleşme iddiasıyla husumet yönelterek ödediği devir bedelinin istirdadını isteyebileceği göz önünde bulundurularak, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerektiği-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, defterlerini usulünce tasdik ettirmeyen tacirin bu defterleri lehine delil olarak kullanamayacağı, ancak kanuna uygun tutulmayan ticari defterlerin içeriğinin sahibi aleyhine delil sayılacağı, davacı tarafından davalıya kesilen ürün faturalarının davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ürün bedellerinin verilen çekler ile ödendiğini ifade etmiş ise de, buna ilişkin bir delil sunmadığı, bu nedenle incelenen ticari defterlere göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, İcra Müdürlüğü’nün dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın üzerinden iptaline bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verileceği-
Haczi kabil mal bulunmaz ise, haciz tutanağının "aciz belgesi" hükmünde olacağı- İcra dosyası kapsamında borçlunun alacak veya başka taşınır malı olmadığı, dava konusu taşınmaz dışındaki parsel üzerinde 26 adet haciz ve 300.000,00 TL'lık banka ipoteği olduğu anlaşıldığından, bu hali ile davacının alacağını karşılama imkanı bulunmadığı da açık olup aciz halinin varlığının kabulü gerekirken, mahkemece, aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı- Borçlu hakkında alınmış bir "aciz vesikası olmadığı" ve "İİK'nun 105. maddesi kapsamında yapılmış bir haczin de bulunmadığı" gerekçesiyle, davanın "ön koşul yokluğu"ndan reddine karar verilmesi halinde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava, işveren mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir...
Kat malikleri kurulu kararı ile yetki verilmiş ise, yöneticinin sadece 634 Sayılı Yasa hükmünden kaynaklanan davaları açabileceği, yüklenicinin yapımını yüklendiği inşaattaki ayıplı ve eksik işlerin giderilmesi için yüklenici hakkında dava açılmasını sağlamak amacıyla görevlendirilen yönetici ya da yönetim kuruluna kat maliklerinin temsil yetkisi vermiş sayılacaklarının kabulüne hukuksal olanak olmadığı, site yönetiminin veya yönetim adına dava açan yöneticinin bu davada aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, bu şekilde açılan bir davada, yöneticinin aynı apartmanda kat maliki bulunması halinde, çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesinden hareketle, eksik ve ayıplı işlerden doğan zarardan yöneticinin apartmandaki payı oranında dava hakkının bulunduğunun kabulü gerektiğinden dava açan sitesi yöneticisi Z. B.’in, kat maliklerinden olup olmadığı, kat maliklerinden ise, bağımsız bölümü arsa sahibinden mi satın aldığı, arsa sahibinden kaynaklı edinmiş ise yükleniciye karşı talebi yönünden arsa sahibinden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı hakları ayrıca temlik alıp almadığı üzerinde durularak, oluşacak sonuca göre talep hakkının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı da tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 25.11.2024 T. E: 2022/6779, K: 6832
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.