Hukuki yardımın Avukatlık Kanunu'nun, 5043 s. K. ile yapılan 13.1.2004 tarihli değişiklikten sonra başlaması halinde, Avukatlık Kanunu'nun -5043 s. K. ile yapılan değişiklikten sonraki- 164/4. maddesine göre avukatın, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde, asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla, emeğine göre müddeabihin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarda; değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen maktu miktarlarda vekalet ücretini talep edebilieceği- Avukatlık ücreti, avukatın emeğinin karşılığı olup, değeri parayla ölçülebilen davalarda, ancak davanın kazanılması halinde müddeabihin %10'u ile %20'si arasındaki oranlarda; davanın kaybedilmesi halinde ise sadece AAÜT'nde öngörülen maktu oranlarda ücrete hak kazanılacağının kabul edilemeyeceği- Avukatlık ücretinin, işin niteliği, zorluk derecesi, işe harcanan zaman ve sarf edilen emek ve mesaiye göre Kanunda öngörülen oranlar dahilinde takdir edilmesi gerektiği- Azil tarihi itibariyle, derdest olan davalar yönünden avukatın, azille birlikte üzerine aldığı işi devam ettirip tamamlama olanağı kalmadığından, azilden sonra davanın müvekkil aleyhine sonuçlanmış olmasının, sadece maktu ücretin ödenmesini gerektirmeyeceği-
Uyuşmazlık, dava dışı şirket lehine kullanılan ticari kredinin teminatı olarak akdedilen ipoteğe dayalı olarak yapılan takiplere vaki itirazların iptali istemine ilişkindir...
Trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
Mahkemece “iddia savunma, ceza dosyası içeriği ve hesap cüzdanı birlikte değerlendirildiğinde, hesap cüzdanının müşterinin banka nezdindeki mevduatını kanıtlayan belge olduğu, davacının da aralarında bulunduğu bir kısım mudiler hakkında açılan ceza davasında nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının bulunmadığının saptandığı buna göre vade sonundaki alacak miktarı ve takip tarihine kadar işleyen faiz tutarı üzerinden itirazın kısmen iptaline, takibin devamına, olayın bütün boyutları ve ceza yargılaması sonucu aydınlatıldığından davacının inkâr tazminatının reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
İtirazın iptali davası bozma ilamına uyularak-
21.07.2006 tarihli taahhütnamede "kefil" ibaresine yer verilmiş ise de 818 sayılı BK'nın 484. maddesi uyarınca kefaletin geçerliliği, kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede yer almasına bağlı olduğundan, anılan taahhütnamede sorumluluğun sınırlandırılmamış olması ve davalıların konumu dikkate alındığında, davalıların yüklenici şirketin fiilini taahhüt eden durumunda olduğu, takip ve dava tarihinde yürürlülükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 110. maddesine göre sorumlulukları bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, abonelik sözleşmesine dayanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
Şikayetin, İİK.nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığından süreden reddi gerekeceği-
İflâs davasından feragat eden davacının, açtığı davaya -faiz vs. yönünden- «itirazın iptali» ya da «tahsil davası» olarak devam edilmesini isteyemeyeceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.