Davalı kiracı tarafından yapılan ödemeler açıklamasız olmakla birlikte, mahkemece kira sözleşmesi başlangıcından itibaren tüm hesap ekstresi celp edilerek ödenmeyen kira alacağının belirlenmesi gerekirken kiracı tarafından açıklama bulunmaksızın bankaya yapılan ödemelerinin talep edilen kira alacağından mahsup edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu- Bir yıl süreli kira sözleşmesinde"kiracı kiralananı tahliye etmek isterse bir ay önceden haber vermek zorundadır" hükmüne yer almakta olup, kiracının bu ihbar şartına uymadan taşınmazı tahliye ettiği anlaşıldığından, TBK. mad. 325 ve kira sözleşmesinde makul sürenin “bir ay” olarak kararlaştırmış olması gözetilerek, tahliye tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar süresinin yeniden kiraya vermek için gereken makul süre kabul edilerek davalı kiracının bir aylık makul süre kirasından sorumlu tutulması gerektiği, bilirkişi raporu ile makul sürenin belirlenerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Depozito bedelinin alacaktan mahsubu talep edildiğinden, mahkemece kira, aidat alacağı ve makul süre kira alacağı hesaplanıp bu toplam alacaktan depozito bedelinin mahsup edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davaları-
''Kiracı kiralananı boşaltmak istediği taktirde 1 ay evvelinden mal sahibine haber verecektir." şeklinde ihbar şartı tarafların serbest iradesi ile konulmuş olup tarafları bağlayacağından sözleşmede tarafların makul süreyi 1 ay olarak belirleyip davalı ihbar koşuluna uymadan taşınmazı 30.12.2008 tarihinde tahliye ettiğine göre bu tarihten itibaren sözleşmede kararlaştırılan 1 aylık makul süre tazminatı üzerinden karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu cari hesap alacağını oluşturan faturalara dayalı alacak “likit” olup, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası olarak açılmış davanın, yargılamanın safahatında davacı tarafından alacak davası olarak ıslah edildiği, mahkemece davacının ıslah talebi üzerine HMK. 178 ve 180 maddeleri uyarınca işlem yapılmasının gerektiği-
Muvazaa, namı müstear ve tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tasarrufun iptaline ilişkin davanın, tipik tasarrufun iptali davası olmadığı, muvazaanın bir türü olan namı müstear tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tasarrufun iptali ve 2004 Sayılı İİK 283. maddesinin kıyasen uygulanarak asıl borçlu ve kefil yanında diğer davalılar için de haciz ve satış yetkisinin uygulanmasına ilişkin bir dava olduğu- Üçüncü kişilerin borçlulardan bağımsız edindikleri mal ve haklar, muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasının konusunu teşkil etmeyeceği gibi değişik tarihlerdeki şirket sermaye artırımına gidilmiş olması, tek başına yeterli bulunmadığı- Bilirkişilerin raporlarındaki tüzel kişilik perdesini kaldırması ilkesi uyarınca ortakların sorumluluğuna gidebilecek hallerden olmasına ilişkin mütalaaların hakim için bağlayıcı olmayacağı- Taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile genişletilmiş ve değiştirilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.