Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik aşlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir...
BK. 493 (şimdi; TBK. mad. 600) ve 494. maddelerinin (şimdi; TBK. mad. 601) emredici nitelikte olmadığı, kefilin anılan yasa hükümleri ile kendisine tanınan haklardan başlangıçta vazgeçebileceği–
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Asıl ve birleşen 2012/630 Esas sayılı davada kooperatif genel kurul kararının iptali ile birleşen itirazın iptali davalarının-
Davalı bankanın kısmi ödeme yükümlülüğünün doğması için, çek aslının onaylı fotokopisi verilmek üzere davalı bankaya ibrazı zorunlu olup, davacının talebi kanunda belirtilen bu usule uymadığından doğrudan icra takibi yapmasının yerinde olmayacağı-
Davalı şirketi temsile yetkili olmayan kimsenin kredi sözleşmesinde şirketin kefaletine dair imzasının şirketi borç altına sokamayacağı-
Olumsuz görev uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için dosya kendisine gönderilen mahkemenin de kararında karşı yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiği- Merci tayini için aranan "iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunması" koşulunun henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalı kiracı, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin süresinin bitiminden en az 15 gün önce kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığından, sözleşmenin 1 yıllık sürenin sonundan itibaren kendiliğinden aynı koşullarda bir yıl uzamış olduğu; kira sözleşmesi yenilendikten sonra, davalı yenilenen kira sözleşmesinin süresi dolmadan kiralananı erken tahliye edip, kiralanana ait anahtarları teslim etmiş olduğundan ve davacı usule uygun teslim edilmediğini belirtse de, "anahtarı teslim aldığını" kabul etmekte olduğundan, anahtar teslim tarihinden sonraki süreçte, davalının sorumluluğu taşınmazın olağan şartlarda yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar olan süre ile sınırlı olduğu-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- Davalılar, asıl borçlu lehine rehin vermişler ise, asıl borçlu dışındaki kefiller hakkında İİK. mad. 45/1 hükmü uygulanamayacağından ve ilamsız icra yoluyla takibe geçilebileceğinden, mahkemece rehin sözleşmeleri incelenerek rehnin, "asıl borçlu" lehine mi, yoksa davalılara kendi kefalet borçlarının lehine mi verildiği hususunun gözetilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.