Mahkemece; taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gözetilip, karar yerinde tartışarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, “taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığı”ndan bahisle, olaya uygun olmayan gerekçelerle “davanın reddine” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davalı dava dışı kişi arasındaki kira sözleşmesi içeriğinden, dava konusu taşınmazın davalı tarafından kiraya verildiği anlaşılmakla dava konusu taşınmaz yönünden ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/f.1-2 maddeleri gereğince ticari işlerde avans faizinin yüzde yüz fazlasını yani avans faizinin iki katını aşamayacağı düzenlendiğine göre mahkemece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/f.1-2 maddeleri dikkate alınarak davalı tarafça talep edilebilecek faiz miktarının tespit edilmesi gerekeceği-
05.07.2012 tarihinden önce başlatılan takip işlemi hakkında 2004 sayılı İİK'nın değişiklikten önceki 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yürürlüğe girmeyen %20 oranına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Taşınmazın, davalılar tarafından belirtilen m2'sinin, tapuda düşük çıkması nedeniyle ödediği bedelin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle açılan davada, davalılar tarafından ödemenin davacının eşi tarafından yapıldığı belirtilmiş ise de dosyada mevcut ibranamede davalıların hak ve hisselerinin tamamını davacıya sattıklarını ve satış bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldıklarını belirttiklerinden ve davalılardan biri ön inceleme duruşma zaptında satışın davacıya yapılacağının bilindiğini söylediğinden davanın aktif husumet yokluğundan reddedilemeyeceği-
Mahkeme aşamasında sunulan ve takibe konu yapılmayan faturalar yönünden alacak talebinde bulunulamayacağı-
Asıl sözleşmenin kurulmuş olması hâlinde simsarlık ücretinin ödenmesi gerektiği-
Kooperatif kur'a çekiminin iptali ve tazminata-
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olmasının yeterli olduğu-
"Borçlu tarafından takip dosyasına yapılan ödemenin, kendisine ödeme emri tebliğinden sonra olduğu ve yanlışlıkla yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, İİK.'nin 361. maddesinin olayda uygulama yeri olmadığı- Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği"ne ilişkin Yargıtay kararına direnişmişse de, direnme kararının verildiği 07.03.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla uyuşmazlık konusu değerin (107.300,00 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.