Sözleşmenin feshinin kesinleşmesi nedeniyle, davacı tarafça yapılan imalatın bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine ilişkin uyuşmazlığın çözümü bilirkişi raporuyla mümkün olup, davalı taraf istemiş faiz yönünden ve kısmen asıl alacak yönünden yargılama sonucunda haklı çıktığından, itirazında haksız sayılmayacağı ve bu durumda şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava kısmen kabul edildiğine ve davacı taraf reddedilen kısım yönünden temyiz talebinde bulunduğunda göre, davacı tarafın kabul edilen miktar üzerinden temyiz harcı yatırmasının gerekmediği-
Fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında TBK. mad. 89/1 gereğince alacaklının ikametgahında da dava açılabileceği-
Davacı-alacaklının açtığı hukuk davası devam ederken, davacı hakkında "iflâs kararı" verilmiş olması halinde, davada, davacının iflâs idare memurluğu vasıtasıyla temsil edilmesi gerekeceği, açılmış olan davanın "ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar" durdurulması gerekeceği
İtirazın iptali davası bozmaya uyularak-
Alacak likit ve belirlenebilir mahiyette olup, İİK.'nun 67. maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Dava, ödenmeyen tedavi giderleri nedeniyle girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın kısmen iptaline karar verilmişse de; mahkemece asıl alacak miktarı ile dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz miktarı toplamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Bu durum talebe aykırıdır. Zira icra takip tarihindeki asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş faizi üzerinden itirazın iptali istenmiştir. Mahkemenin talebi aşarak verdiği kararın isabetli olmayacağı-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava haksız fiilden kaynaklandığından, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı icra dairesine depo edilmiş olmakla, hacizlerin devamında bir yarar kalmayacağı-  Borcun tamamının yatırılması karşısında, şikayete konu hacizlerin aşkın hale geleceği-
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanması gerektiği-
Borçlu yanca infazı talep edilen mahkeme kararı, itirazın iptali isteminin reddine ilişkin olup, anılan kararın gerekçesinde geçerli bir hapis hakkının bulunmadığından bahsedilmesi bu takip dolayısıyla borçluya rehin konusu malın iadesini talep hakkı vermeyeceği, itirazın iptali isteminin reddine ilişkin ilam kesinleşse de, borçlunun anılan ilama dayalı olarak takibe konu menkulün iadesini isteyemeyeceği, iade için borçlunun ayrıca dava açması ve bu hususta karar alması gerekeceğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.