Hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerden herbiri hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerekeceği, asıl ve yardımcı taleplerden biri hakkında unutma nedeniyle olumlu veya olumsuz hiçbir karar vermemiş olması halinde hakkında karar verilmemiş olan talebin, zımnen reddedilmiş sayılmayacağı, çünkü, bu talep hakkında olumlu olumsuz bir kararın olmadığı-
Emlakçılık yaptığını, davalı S.n'ın dairesinin satışına ilişkin olarak aralarında sözleşme yaptıklarını, bu kapsamda diğer davalı M. ile mülk sahibi davalı S.n'ı buluşturduğunu, ancak davalıların kötü niyetli olarak sözleşmeyi devre dışı bırakarak, satış işlemini yapıp tapu devrini sağladıklarını, sözleşme gereğince tellallık ücretine yönelik olarak başlattığı takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına-
Davacı alacağının dayanağı olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi göstermiştir. Ancak davalı “bu sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını ve taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını” ileri sürmüştür. Bu durumda sözleşmede kararlaştırılan yetki kuralının, takip hukuku ve dava açısından ayrıca vade farkı talebinin geçerliliği yönünden öncelikle sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı ve davalıyı bağlayıcılığı üzerinde durulmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine karşı davalı garantörlerin yaptıkları itirazların iptali istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İlamsız icra takibine konu senette davacının hamil, davalının ise keşideci olduğu, hamilin keşideciye karşı aralarında temel ilişki bulunmadığından TTK.’ nun 644. maddesine dayanarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabileceği ve ihtilafın bu çerçevede çözülebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali istemi-
Uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve tazminat tutarı belirgin (likid) olmadığından, uygulama yeri bulunmayan İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi gereğince davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmadığından, yerel mahkemece, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulmasının gerekeceği-
Husumet nedeniyle reddedilen davada davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.