Bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya kanunda sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin davada, davalıların tacir olmadıkları buna göre davanın nispi ticari dava olmadığı, TTK. mad. 4/1 uyarınca TBK'nın 470 vd. maddelerine atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği-
Davanın, kira borcunun ödenmemesi sebebiyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece “davalılardan birinin yargılandığı ceza davası içeriğinden, davaya konu aboneliğin bulunduğu şantiyede kaçak elektrik kullanımının olmadığının saptandığı gerekçesiyle davacı yanca kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmişse de. Dava dilekçesinde davalı olarak kooperatifin gösterildiği, kooperatifin birinci ve ikinci başkanı sıfatıyla temsilcilerinin de isimleri yazılı olduğu görülmekte ise de, dosyaya sunulan sözleşmede kooperatifin abone olduğu görülmektedir. Davacı temsilcisinin yargılandığı ceza davasında delil yetersizliğinden beraat etmiş olması hukuk hâkimini bağlamayacağından, aboneliğin kooperatif adına olduğu gözetilmeksizin oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-
Uyuşmazlık, sıra cetveline itiraza ilişkin olup, vekalet ücreti mahkeme kararı ile belirlenmiş olduğundan ve alacağın aslı ile ilgili bir ihtilaf bulunmadığından, icra memurunun belirlenen bu ücreti sıra cetvelinde dikkate alıp almayacağı hususu takip hukukuna ilişkin olup, icra mahkemesince işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalının takibe itirazının haksız ve alacak miktarı da likit olduğundan, mahkemece davanın kabulüne karar verilirken davacı yararına talebi doğrultusunda kabul kararı verilen asıl alacak üzerinden % 40 (şimdi %20) icra tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kooperatifin, ortağından olan alacağının tahsili bakımından icra dairesinin yetkisinin kesin yetki olmadığı- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde gösterilen faiz oranı sınırlamasının derdest davalara da uygulanacağı-
Taraflar arasında düzenlenen üye iş yeri sözleşmesine istinaden kredi kartı pos cihazından yapılan harcamalara ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptaline-
Davalı tarafından imzalanan 20.06.2000 tarihli hesap taahhütnamesinin 4.7.maddesinin “Bankanızca tarafıma verilecek her çek yaprağı için bankanızın hamillere karşı yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu tutarlar toplamının (ileride artacak tutarlar dahil) teminatı olarak doğacak borca yetecek miktar için bankanız nezdindeki tüm hesaplarım ile hak ve alacaklarımın ve kıymetli evraklarımın bankanıza rehinli olduğunu, bankanızın bu şekilde temin edilen alacaklarını söz konusu hesaplarımdan veya haklarımdan re'sen tahsile yetkili olduğu gibi talep, dava ve takibe yetkili olduğunu kabul ve taahhüt ederim.”şeklinde olduğu, mahkemece, anılan sözleşme hükmü üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.