2942 sayılı Kanunun 38. maddesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının, iptal tarihine kadar yirmi yıllık hak düşürücü süresi dolmuş bulunan eldeki davaya etkili olup olmayacağı noktasında toplanan uyuşmazlıkta, Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz malikinin sadece tazminat davası açabileceğini düzenleyen kuralın malikin el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası gibi mülkiyet hakkından kaynaklanan davaları açmasını yasakladığını, böylece hak arama özgürlüğünü bu davalar yönünden ortadan kaldırdığını, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile Kamulaştırma Kanunu'na 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddede yer alan "sadece" ibaresinin iptaline ilişkin kararın, Özel Daire bozma kararına ilave edilmesi suretiyle hükmün bozulması gerektiğinin çoğunluk tarafından kabul edilmediği ve Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiği-
Köy sınırları içinde olup “tepe” görüntüsü arzeden taşınmazın, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu-
Davacının, kendi adına kayıtlı nizalı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak tapularının iptali ile terkinine karar verilmesini istediği davada; kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu malı niteliğinde olup; özel mülkiyete konu olmaması gerekeceği-
Satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemi-
İstihkak davalarında «icra mahkemesinin dar yetkili olduğu»ndan söz edilemeyeceği–
E.tmanın önlenmesi ve eski hale getirme istekleri-
5841 sayılı Yasayla 3402 sayılı Yasanın 12/3.maddesine eklenen hüküm ile geçici 10.maddenin yürürlüğünün durdurulduğu ve akabinde de 23.7.2011 tarihinde iptale ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete'de yayımlanmış olduğu anlaşılmakla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması gerekeceği-
Rehin alacaklısının müsadereye konu eşya üzerinde rüçhan hakkının olduğunun kabul edilemeyeceği- Satışı yapılan rehne konu aracın müsaderesine ilişkin ceza mahkemesindeki yargılama bekletici mesele yapılması gerektiği-
Katkı payı ve katılma alacağı davalarında ayın (mülkiyet) istenemeyeceği-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturacağı, bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekeceği, bu tür işlerin, 6100 sayılı HMK’nin 382/(2). fıkrasının ç-1) bendi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanun'un 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınacağı, tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçılarının isteyebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.