8. HD. 19.03.2019 T. E: 2017/3170, K: 2918-
Bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu- Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebileceği, ayrıca elatma bir haksız fiil olup, taşınmaza fiilen müdahale eden aleyhine elatmanın önlenmesi davası açılabileceği-Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu dinlenen yerel bilirkişiler anlatımlarında, duvarın davalı köy tüzel kişiliği tarafından yıkılmadığını belirtmişler, yine taşınmazlar başında dinlenen tanıklar genel olarak ifadelerinde, duvarın köy halkı tarafından yıkıldığını ve o bölgede hayvan otlattıklarını açıklamışlar, davalı köy tüzel kişiliğinin bir eyleminden bahsedilmediğinden, mahkemece, somut olayda davalı köy tüzel kişiliğinin bir eyleminin kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazı borçludan devralan üçüncü kişinin de, «borçlu gibi» tahliyesi gerekeceği–
Ecrimisilin ancak elatmanın önlenmesi davası ile birlikte istenebileceği ve daha önce -elatmanın önlenmesi davası açılmadan- istenme-sinin «dürüstlük kuralı»na aykırı düşeceği durum-
Haksız fiil (el atma) tarihi itibari ile eski hale getirme bedeli ile taşınmazın rayiç değeri hesaplanıp, rayiç değer üzerinden uygun miktarda indirim yapılacağı- Taşınmazın haksız eylem neticesinde değer kazanıp kazanmadığı, bilirkişi raporu ile tespit edilerek, uğranılan zarar ile elde edilen menfaat karşılaştırılıp karar verileceği-
Mecra hakkı tesis edilecek taşınmazların tapulu olması gerektiğinden bilirkişi raporuna göre mecra hakkı tesisin edilen yerin Hazineye ait ve tapusuz olduğu anlaşılan su arkından geçirilmesine karar verilmesinin doğru olmayacağı-
«Gizli bir derneğin üyeler listesini yayınlama»nın, kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıyacağı–
Davacı gerçek kişi olarak yoldan yararlanma hakkına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, mülkiyet hakkına dayalı bir iddiası olmadığı- Davacının da başkaları gibi çekişme konusu yoldan yararlanma hakkı bulunduğundan davalıların yola elatmasının önlenmesini istemede hukuki yararı bulunup aktif dava ehliyeti olduğundan, davanın esasına girilerek, iddia ve savunmalar doğrultusunda tüm deliler toplanarak, mahallinde keşif yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- 
MK. 992 hükmünün taşınmazlar için bir “hak karinesi” getirmiş olduğu, bunun aksinin MK. 1025 uyarınca her zaman kanıtlanabileceği-
Aile konutu olarak kullanılacak taşınmaz için önceden verilen muvafakatin boşanma olmasa dahi ayrı yaşayan çiftler bakımından geri alınabileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.