Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemi-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız elatma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği- 
Davaya konu uyuşmazlık, kamusal kuruluşların işlemlerinden doğan bir uyuşmazlık olup, dosyaya taraflarca sunulan idare mahkemesi ve Danıştay kararları gözetildiğinde; uyuşmazlığın çözümü için kamu hizmetinin yürütülmesi gayesi ile kamu kurumlarına yasalarla verilen yetkilerin, kamu yararı çerçevesinde ve kamusal niteliği gözetilerek değerlendirilmesi gerekeceği- Uyuşmazlığın niteliği ve tarafların sıfatına göre davaya bakmakta idari yargının görevli olduğu(2577 sayılı İYUY. m.2)-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden karar verilemeyeceği-
Davalıların eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğu, süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu, işbu davada zamanaşımı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak bulunmadığı, cezanın üst sınırına göre ceza zamanaşımı süresinin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin ise 7,5 yıl olduğu, davacının 2000 yılında davalı şirkete para yatırdığı buna karşın eldeki davanın 2013 yılında 7,5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek Mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kamunun yararlanmasına tahsis edilmiş olan yolun amaç dışı kullanılması veya bireylere özgülenerek daraltılması ve bu şekilde geçit hakkı kurulmasının mümkün olmayacağı-
Davacının gazetede yer alan ifadeler için gazete yazı işleri müdürüne dava açmasının doğru olmadığı ve sıfat yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği- Haberin görünür gerçeğe uygun olduğu, davalıların bu haberden dolayı sorumlu tutulmaması gerektiği-
Yayındaki iddiaların gerçekliği kanıtlanmadığından eleştiriden söz edilemeyeceğinden, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu-
Özel hukuk tüzel kişinin (THK) yetkili organının (genel kurul) yerine geçerek ve yasanın vermediği bir yetki kullanılmak suretiyle Türk Hava Kurumu Tüzüğünün Bakanlar kurulu kararıyla yürürlükten kaldırılmasında, Kurum organlarının görevlerinin sona erdirilmesinde, bu organların görevlerini yerine getirecek üç kişilik kurul oluşturulmasında ve bu kurula yeni tüzük hazırlama görevi verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmayacağı–
İşyerinde teknik ve hukukçu uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak davacının yaptığı işin belirlenmesi, asıl iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığı, davalı tarafından diğer davalıya yüklenen, ihale edilen bir hizmet bulunup bulunmadığı, kanuni yükümlülüklerden kaçınmak için davacının diğer davalı üzerinden sigortalı gösterilip gösterilmediği tespit edilerek, ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince hazırlanan inceleme raporundaki muvazaa tespitine karşı İş Mahkemesi dosyası ile muvazaa tespitine itiraz nedeniyle dava açılmış olup verilecek karar işbu davanın da esasını etkileyeceğinden bu davanın neticesinin de beklenip tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.