Nişan bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi - manevi tazminat talepleriyle açılan davalarda, davacı vekilinin temyiz talebi yönünden; F.N.C.'in, M.D.'nın kendisine tecavüz ettiği şeklinde somut bir fiil isnat ederek Mevlit'in kişiliğine ve onuruna zarar verecek şekilde hakarette bulunduğu belirtilerek hakaret eylemi nedeniyle mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bağlayıcı değilse de, ceza dosyası içeriğinden davalı karşı davacının davacı karşı davalıya yönelik hakaret eylemi sabit olduğu ve bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerektiği- Davalı karşı davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; HMK. mad. 26 dikkate alındığında,  yatak odası takımının sadece bedelini talep etmiş olmasına karşın, mahkemece bu talebi aşarak hüküm altına aldığı yatak odası takımının aynen iadesine, olmadığı takdirde değerinin tahsiline karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 
Davacının hiç haberi olmadan taşınmazının isim benzerliği nedeniyle başka bir kişinin borcu nedeniyle ihale ile satıldığını tahmini olarak, ihale tarihinden iki buçuk yıl sonra öğrendiği anlaşıldığına göre; davacının zararını karşılamak için icra takip hukuku anlamında başvurabileceği bir hukuki yol bulunmadığından ilgili icra memurlarının hem de tapu memurlarının olayda sorumlu olduğunu ileri sürerek tazminat davası açmada hukuka aykırılık bulunmadığı- İcra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği- Davanın hem icra memurlarının sorumluluğuna hem de tapu sicil memurlarının sorumluğuna dayandığı sabit olduğuna göre; husumetin genel bütçe içinde yer alan kamu tüzel kişilerini temsile yetkili olan Maliye Hazinesine yöneltilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı- Adalet Bakanlığı ve Maliye Hazinesi'nin davacıya karşı (müteselsil tahsil istemi de bulunmadığından) müştereken olarak sorumlu olduğu-
Şikayetçi borçlu tarafından temyiz aşamasında dosyaya sunulan ................. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ................. sayılı kararı ile takip alacaklısı ....... hakkında Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan mahkumiyet, Resmi Belgede Sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına kararı verildiği ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının ........... Bölge Adliye Mahkemesi .............. Ceza Dairesinin ............ tarihli kararıyla kesinleştiğinin görüldüğü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesiyle kesinleşmiş mahkumiyet kararının bağlayıcı olacağı hüküm altına alınmış olmakla ......................... Ağır Ceza Mahkemesi kararının hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı olduğu sabit olup, bahsi geçen mahkumiyet hükmü nazara alınıp değerlendirilmek sureti ile sonuca gidilmesi için ........... Bölge Adliye Mahkemesi ........... Hukuk Dairesinin .............sayılı kararının bozulması gerektiği-
Davacının yeniden muayenesi de yapılarak kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, Erişkinleri İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri ile eklerine göre belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekeceği- Dosyanın incelenmesinde; dosya içerisinde bulunan ve ceza soruşturması sırasında alınan asıl ve ek kusur bilirkişi raporu ile davacının Karayolları Trafik Kanunu'nun 68/1c maddesi gereği tali, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise KTK 54/b ve 84/1-e maddeleri gereği asli kusurlu olduğunun belirlendiği, ..........Asliye Ceza Mahkemesince 2021/270 Esasa sayılı dosyada yapılan yargılamada bu rapor karara esas alınarak ve davacının tali, davalı sürücüsünün asli kusurlu olduğu kabulü ile cezalandırmaya dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; Sigorta Tahkim Komisyonunca adli trafik bilirkişi ................ tarafından düzenlenen 27.04.2022 tarihli asıl ve ek kusur bilirkişi raporunda ise,.............. Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsü .............’in “kazanın oluşumun 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak” başlıklı 52/1-b maddesini ihlali gereği tali kusurlu olduğu, kusur sorumluluk oranın (%25) olduğu, bisiklet sürücüsü ............’ın kazadan kaçınabilme ve de kazayı öngörebilme/önleyebilme durumunun oldukça fazla oranda var olduğu, kazaya tespit edilemeyen sürücünün nizama aykırı şekliyle araç kullanımın sebep olduğu, 46/2/b-c maddesi ile 56/1-a, 84/1-f maddesi gereğince kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda kusur sorumluluk oranının (%75) oranında olduğu yönünde görüş bildirildiğinin ve bu rapora itibar olunarak hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, yargılama makamlarınca çelişkili raporlardan birine neden itibar edildiğinin, diğer raporun neden tercih edilmediğinin gerekçelendirilmesi veya her iki rapor arasındaki çelişkiyi gideren üçüncü bir rapor alınması gerekeceği-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sonuçlanan ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, tarafların ceza yargılaması sırasındaki ikrarlarının menfi tespit davasında tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması dair verilen kararın hukuk hakimini bağlamayacağı, ancak mevcut delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Ceza davasının kesinleşen kararına göre, çekin davacı adına yapılmış cirodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, davalının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu nedenle müşteki sanık olarak yargılanan davacının yargılama sonucunda hem dolandırıcılık, hem de sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatine karar verildiği, davalı ile dava dışı takip alacaklısının dolandırıcılık suçundan beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan birlikte suç işleme kararı kapsamında çeki davacı adına imzalayarak bankaya ibraz ettikleri gerekçesiyle mahkumiyetleriyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, davalının resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olması, davacının sahte olarak adına cirolanan çek ile alakalı icra takiplerine maruz kalması, ağır ceza mahkemesinde müşteki sanık olarak yargılanması, yargılama sonucunda beraat etmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının sahtecilik eylemi nedeniyle davacının ticari itibarında zedelenme meydana geldiğinin kabulü ile yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Tüzel kişilerin organlarının işledikleri haksız fiil aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı süresinin tüzel kişi aleyhine açılan tazminat davasında da uygulanması gerektiği- Beyanlar nazara alındığında yazı içeriğinin görünür gerçeğe uygun olduğu, yazının içeriği itibarıyla çok sayıda süt üreticisini ilgilendiren bir konuda yazılması nedeniyle kamu yararının gerçekleştiği, yazıda kullanılan ifadeler ve yazılış şeklinin de eleştiri sınırlarını aşmadığı, davacının kişilik haklarının ihlal edilmediğinin kabulü gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.