Trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemi-
Davacının kendisine ait dükkanda lastik tamiri işi yaptığı ve basit usulde vergi mükellefi olduğunun sabit olduğu, o halde mahkemece, davacının bağlı olduğu vergi dairesinden kaza tarihi ve öncesine ait gelir beyannamelerinin de getirtilerek, işyeri kapasitesi ve davacı vekilinin dava dilekçesinde 2.000,00 TL'lik gelir ile kendisini bağlaması da dikkate alınarak davacının gerçek gelirinin tespiti ile aynı bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
İş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine ilişkin davada, davacıda meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle hesaba ilişkin bilirkişi raporu aldırılarak dosyadaki diğer deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli işgücü kaybı ve sürekli bakıcı gideri zararından oluşan maddi tazminat istemi-
İşçinin hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplamada TRH 2010 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından "devre başı ödemeli belirli süreli rant" yönteminin kullanılmasının doğru olmadığı aksine "progresif rant" formülü kullanılarak tazminat hesaplamasının yapılması gerektiği-
Davalıların, trafik kazası nedeni ile oluşan maluliyet zararı konusunda gerçek zarar ile sorumlu olduğu, davalıların mükerrer ödeme ile karşı karşıya kalmaması ve davacının mükerrer tahsil sebebi ile sebepsiz zenginleşmesine yol açılmaması için iş davası sonucu davalılardan rücuen tahsiline karar verilen miktarın hesaplanan tazminattan düşülerek karar verilmesi gerektiği-
İdarenin yürüttüğü kamu hizmetinin doğrudan sonucu olan ve nedensellik bağı kurulabilen özel ve olağan dışı nitelikte bulunduğundan davalı idarenin bu zarardan kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumlu olduğu- Olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirmiş olduğundan kararın kaldırılması gerektiği-
Tebligat işlemleri tamamlanmadan ve usulünce yapılmış yetki itirazı olmadan mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.